TED Üniversitesi Temel Bilimler Birimi öğretim görevlisi. Doktorasını Birkbeck College, University of London tarih bölümünden 2014 yılında aldı. Çarlık Rusyası’nda yaşayan Ermeniler ve çarlık idaresi arasındaki ilişkilerin 1903-1914 yılları arasında geçirdiği dönüşümü ele alan The Tsar’s Armenians: A Minority in Late Imperial Russia adlı kitabı 2017’de I.B.Tauris tarafından yayımlandı. İlgi alanları arasında son dönem Çarlık Rusyası tarihi, Ermeni meselesi, Osmanlı-Rus ilişkileri ve Birinci Dünya Savaşı bulunmaktadır.
Thomas Hobbes'un Leviathan ve Herbert Spencer'ın Social Stats gibi kitapları sansür kurulundan geçememişti. Rusça çevirisi 1871'de biten ve sansür kuruluna gönderilen Das Kapital'in ilk cildi daha şanslıydı. Eseri okuyan sansür görevlisi "zor, erişilemez, tam anlamıyla bilimsel bir eser" ve "Rusya'da az sayıda kişi bunu okuyacak, daha da azı anlayacak" gibi notlar düşüp onay verince Das Kapital 1872'de serbestçe satışa çıkabilmişti.
Ortadoks Kilisesi'nin bu dönemde rejimi ve kiliseyi eleştirenlere karşı takındığı sert tutumun en bilinen kurbanı ise Tolstoy olmuştu. Uzun süredir kiliseyi sert bir biçimde eleştiren Tolstoy, organize bir din olarak Ortadoksluğun tamamen amacından saptığını dile getiriyor, onu bu hâle getirdiğini düşündüğü siyasi rejimi de suçluyordu. Ünlü yazarın popüleritesi sebebiyle, rejim bir müddet bu eleştirileri sineye çekse de öğrenci, işçi ve köylü isyanlarının artmaya başladığı 1901 itibarıyla artık sabır tükenmişti. Özellikle Pobedonostsev'in başını çektiği idarecilerin bastırmasıyla Tolstoy 1901 yılında kilise tarafından afaroz edildi.
.
Rusya tarihi her zaman ilgimi çekmiştir. Zira bizim tarihimiz bazı açılardan Ruslara benzediği gibi toplumsal sorunlarımız da yer yer benzerlik gösterir. Hatta ben ülkemizde Rus edebiyatının popüler olmasını da buna bağlıyorum. Zira benzer tecrübelerden geçen toplumların birbirini anlaması daha kolay oluyor. Bu sebeple Dostoyevski bana
Rus tarihinin 1881-1917 yılları arasındaki gelişmelerini ağırlıklı olarak İngilizce kaynaklardan alıntılar yaparak sade bir dille anlatmış yazarlar. Rusça kaynaklardan da alıntılar var ancak fazla değil. Akıcı bir metin oluşmuş sonuçta. Rus tarihi meraklıları alıp okuyabilir, tavsiye ederim. Ancak arşivlere girilip de oluşturulmuş orijinal bir çalışma değil. Bu notu da düşmek lazım.
Kitap incelediği zamanı çok ama cok iyi organize ederek anlatmış. Ekonomi, iç politika, dış politika, toplum nabzı. Bunları tek tek dönem dönem inceleyip anlatması sayesinde konudan da kopmuyorsunuz zevk de alıyorsunuz. Açık ara okurken en çok zevk aldığim tarih kitaplarından biriydi