Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Orhan Gazi Ertekin

Orhan Gazi ErtekinMaraş Katliamı yazarı
Yazar
8.2/10
14 Kişi
39
Okunma
3
Beğeni
1.298
Görüntülenme

En Eski Orhan Gazi Ertekin Sözleri ve Alıntıları

En Eski Orhan Gazi Ertekin sözleri ve alıntılarını, en eski Orhan Gazi Ertekin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
AKP’nin iktidar olduğu son on yıldan bu yana siyaset analizi zaten büyük oranda bir devlet kurumları analizi olmuştur. Özellikle Ordu ve yerleşkeleri üzerine kurulu siyasal analiz eğilimleri giderek yargı ve yargı organları arasında ve içindeki çekişme, mücadele ve mücahede ve tabii ki uzlaşma alanlarının belirli bir siyasal yön kazanması ile sonuçlanmıştır. Bu gelişmelerin, Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren özellikle de Maarif Vekaletindeki karşıt kadrolaşma eğilimlerine dayandığı söylenebilir ise de esas olarak 1980 sonrası süreçler tarafından hazırlanmıştır. Devlet aygıtı içindeki çeşitli kurumlar,özellikle emniyet ve yargı bu sürece giderek daha yoğun bir biçimde eklenmiş ve birer politik cephe alanlarına dönüştürülmüştür. En önemlisi emniyet, yani polistir. Polis, bu politik cephenin en müstahkem mevkii iken yargı da aynı derecede tahkim edilmiştir…
“Bak, öğretmenleri sizin öldürmediğinizi ben biliyorum. Ben bu suçu senin üzerinden kaldırtacağım. Şimdi seni Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Haznedaroğlu’nun yanında işkenceden geçireceğim. O zaten sorguyu gördükten sonra ikna olur.” Tamam dedim. Bakın bu da yaşadığım garip olaylardan birisidir. Bir işkenceci size iyilik yapacağını söyleyerek geliyor. Size işkence yapacağını söylüyor. Siz bedeniniz harcanırken dayanıyorsunuz ve Paşa bütün bunları görüp ikna oluyor... Ne kadar trajikomik bir durum görebiliyor musun? Bunun mutlaka psikologlarca analiz edilmesi lazım.
Reklam
Sınıflar ortadan kalkmadıkça şiddet ve katliamların son bulmayacağı; farklı olanlara, ötekilere ve özellikle azınlıklara karşı katliam potansiyelinin ortadan kalkmayacağı ortada.
Demokrasinin temellerinden olan farklı olma hakkını kabul ederek, ötekinin haklarına saygı göstererek davranırsak şiddet üreten insandan barışçı insana yeniden dönme olasılığına kavuşabileceğimizi düşünüyorum. Katliamsız bir dünya dileğiyle.
Vahşetin yargılanması giderek vahşete uğrayanların yargılanmasına dönüştürülmüştür.
Katliamdan sonra Maraş'ta Alevi, Alevi Kürt ve Sol Sosyalist nüfus neredeyse onda birine kadar düşmüştür.
Reklam
Türkiye'de devlet, hukuk ve yargı kendi kurumsal görevlerini yapmamakta, böylece Alevilere yönelik şiddetin devlet alanında tamamlandığı bir bütünlüklü ve resmi şiddet alanı ortaya çıkmaktadır.
Maraş Katliamı bu üç tarihsel bağlamın kesiştiği yerin tam üstünde gerçekleşmiştir. Tam da bu nedenle hem kasti olarak üretilmiştir hem de kendiliğinden gelişmiştir. Hem yapaydır hem de sahici ve somut. Hem ABD tarafından planlanmıştır hem de komşusu olan Alevi'nin evinden koltuk takımlarını çalan ve öldürme ve yaralamaya bizzat katılan orta yaşlı Ayşe kadın tarafından harekete dönüştürülmüştür. Katliamda kimse masum değildir. Ne halk, ne devlet ve ne de ABD! Ve tabii ki ne de ülkücülük!
Katliam'ın İcrası
Resmi veriler katliamda 111 kişinin öldürüldüğünü, yüzlerce kişinin yaralandığını, 210 ev ve 70 işyerinin tahrip edildiğini rapor ediyor. Fakat bu verilerin doğru olmadığı konusunda neredeyse fikir birliği var. Katliamı bizzat yaşayanlar ise verilen sayıların yaşananların küçük bir bölümü olduğunu ifade ediyorlar. Bazı tanıklar 1000'e yakın ölü sayısından bahsediyorlar. TRT'nin verdiği haberlerde ölü sayısı önceleri oldukça yüksek sayıda gösterilirken bir süre sonra daha aşağılara çekiliyor. Sayılarla oynamak Türkiye'de yönetimin çok tanıdık bir yetkisi haline geldiğinden resmi rakamların gerçeği ortaya koymaktan çok gizlemek üzere "ayarlandığını" düşünmek oldukça makul.
Sayfa 38 - DipnotKitabı okudu
Oldukça garip durumlar oldu. TV'yi alıp götürmeye çalışan kişi ayağından vurulup düştüğünde -ki biz ayaklara ateş ediyorduk- bir diğeri arkadaşına yardım etmek yerine elindeki TV'yi alıp kaçmaya kalkışıyordu. Tam bir talan grubuydu.
Reklam
Mümkün olduğu ölçüde giren çıkanı kontrol etmeye çalışıyorduk. Fakat küçük bir grup mahallede bir eve girip üç kişiyi bu esnada öldürmüş. Biz ana saldırı grubunu gözlerken bunlar bir eve girmişler. Babayı yaralamış,oğlunu öldürmüş ve annenin de cinsel organına kazık çakmışlar.
Bize aktarabileceğiniz cinayetler var mı? Cennet Çimen cinayeti biliniyor. Seksen yaşında yaşlı bir kadın. Bir gözü az gören biri. Katliam sırasında evdeki çocuklar kaçıyor. Fakat bu yaşlı olduğundan kaçamıyor. Saldırganlar, "Gel nene, gel nene" diyerek bahçedeki hela çukuruna götürüyorlar. Orada sağlam gözünü tornavida ile oyuyorlar. Kurşunla öldürüyorlar. Yetmiyor baş aşağı hela çukuruna yıkıyorlar. O da yetmiyor. Onun da üzerine at arabasını deviriyorlar. Korkunç bir vahşet.
Yine bir küçük çocuk annesinin elinden kaçıyor ve kayboluyor. Bir süre sonra bu çocuğun cesedi kol ve bacakları kesilmiş biçimde bir evin bodrum katındaki bir tencerenin içinde bulunuyor. Ceset kazanda kaynatılmış ayrıca. O zaman Sünni hurafelere göre Alevilerin derisinin altında cennetin anahtarı varmış. O anahtarı almak için sırtımızdaki deri yüzülecek. Oradaki anahtarı alıp cennete gidilecek. Bu şekilde hazırlanmıştı topluluk. İmamlar ve din adamları camilerde hazırlamıştı topluluğu.
Hamit KAPAN
Peki direnişin kendine has bir "aklı" var mıdır? Yani bir taktik oluşturuyor muydun? Bütün bunlara karşı cevap vermek için kendimce yöntemler geliştiriyordum. Örneğin, çarmıhta elektrik verdiklerinde aslında çok etkilenmiyordum. Fakat o sırada var gücümle bağırıyordum ki bu işkence yönteminin daha ağır olduğunu sansınlar diye. Buna karşılık Filistin askısı daha çok acı vermesine rağmen ben orada daha rahat davranıyordum. Bu da onları fiziksel olarak daha az acı veren işkencelerin daha ağır olduğu düşüncesine sürüklüyordu.
Sayfa 72 - DipnotKitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.