Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orhan Gökdemir

Orhan GökdemirRedhack yazarı
Yazar
Editör
7.3/10
46 Kişi
153
Okunma
14
Beğeni
3.231
Görüntülenme

Hakkında

1963 yılında Giresun-Bulancak’ta doğdu. Eğitimini Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde tamamladı. 1987 yılında Toplumsal Kurtuluş dergisi ile gazeteciliğe başladı. 1988 yılında dergiye açılan davadan dolayı Yalçın Küçük, İlhan Akalın ve Hüsnü Öndül’le birlikte tutuklandı. Ardından Yeni Ülke, Gerçek, Nokta, Yön dergilerinde çalıştı ve yazdı. Birçok gazetede yöneticilik yaptı. Yazdığı kitaplarla ilgili pek çok dava açıldı ve bu davaların bir kısmından dolayı hapis cezalarına çarptırıldı. Bu kitaplardan biri olan “Öteki İslam” nedeniyle 28 Şubat sürecinde çalışması engellendi. SkyTürk TV ile başlayan TV haberciliği serüveni CNNTürk’te Enver Aysever ile birlikte yaptığı Aykırı Sorular programı ile devam etti. Yazarın diğer kitapları: İnsan ve Doğa-Ölen Bir İdeoloji Üzerine İncelemeler, 1993 Felsefi Aklın Eleştirisi, 1997 Faili Meçhul Cinayetler Tarihi, 2005 Aydınlanma Tarikatı, 2003 Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları, 2007 Mehmet Eymür-İç Savaşın MİT’çisi, 1999 Pike-İç Savaşın Polisi, 2000 Ucube-Yeni Türkiye’nin Anatomisi, 2012 Körler Düşerken-Kuşatılan Şehre Nafile Mektuplar, 2010 Öteki İslam-Devletin Din Operasyonu, 1995 Din ve Devrim, 2010 Redhack-Sanal Âlemin Klavyeli Asileri, 2013 Tarihsel Marksizm-İktisadi ve Felsefi Aklın Eleştirisi, 2013 Cumhuriyet’in İlk-Son Yüzyılı (Enver Aysever’le birlikte), 2011
Unvan:
Gazeteci, Yazar
Doğum:
Bulancak, Giresun, Türkiye, 1963

Okurlar

14 okur beğendi.
153 okur okudu.
7 okur okuyor.
92 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İlerlemeci Avrupa, romantizmi ve ırkçılığı ile saldırıya geçmişti. Bütün Afrika’nın kaderi de böylece değişmeye başlamış oldu. Medeniyet yaratabilecek tek ırk Ariler olduğuna göre, siyah Afrika’nın yağmalanmasında ve siyahilerin köle olarak kullanılmasında artık bir sakınca yoktu.
Reklam
"Geleneksel Mısır kültürünü en sonunda yıkan ve anıtları tahrip eden güç, Roma yönetimi olmayıp, başarısı büyük ölçüde Roma kökenli olmamasına bağlı olan Hıristiyanlıktı." İskenderiye kitaplığını yakıp yok edenler de onlardı.
Çok tanrıcılık Hristiyanlığa sızmış bir Yunan geleneğiydi.
Hristiyanlara ilham veren Yunanlılar ise gerçek birer imansızdılar. İnançları ve tanrıları komik denecek kadar ilkeldi. Devraldıkları dini miras yoksuldu, yerine yenisini koyacak kadar da gelişmiş değildiler
Bilim, hiç olmazsa bizim anladığımız haliyle dini eleştirmeye yetkili değildir. Dogma, dogmadır; dogmatiği dogmatik olmamaya çağırmak ise eninde sonunda onu dinin dışına çağırmaktır.
Kim bilir kaç bahar geçti böyle, kim bilir kaç bahar daha geçecek? Duygular ertelensin, işler yetişsin. Hayat hep bir başka bahara... Ölünce mezarımıza dikilmiş yaseminlerdir, boşa geçmiş hayatın pişmanlık çiçekleri...
Orhan Gökdemir
Orhan Gökdemir
Reklam
Keder planı
Ölüm adil değildir sanıldığının ve bir eski Acem şairinin dediğinin tersine. Ölümün âdil olması için hayatın âdil olması lâzımdır çünkü; şiirin, sonuçta, dediği budur. Bir “kader planı” da yoktur haliyle. Hep yoksulları öldüren şeyin ilahi bir plan olduğuna inanamayız. Bir şahın kömür ambarında sırtında kömür küfesiyle öldüğü görülmemiştir, evet. Depremin vurduğu patron da yoktur. Hayat bu kadar adaletsizse ölüm de adil değildir. Hep yoksullar ölüyorsa sonuçta, hepimizi kapsayan bir kader planı değil, sadece yoksulları vuran bir keder planıdır bu.
Orhan Gökdemir
Orhan Gökdemir
Ölen ölür, tanrıdandır. Kalanlardan hızla yeni kârlar elde etmek gerekir. Deprem veya afet kapitalizmidir, yoksul ölümlerinden beslenir. Ve daha keder vereni, bu yıkımın ortasında dinin çok ama ahlakın hiç olmamasıdır.
Orhan Gökdemir
Orhan Gökdemir

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
232 syf.
·
Puan vermedi
Bir önceki inceleme yazan okur arkadaşın incelemesine pek katılmıyorum öncelikle bunu söyleyerek başlayayım. Eğer ilgi alanınız değilse kitapta anlatılan konular sıkılmanız çok normal bu tür kitaplarda. Hatta türüne göre gayet de akıcı diyebilirim. Aydınlar, cumhuriyet, anadolu, çok kültürlülük, batıcılık gibi popüler konu başlıkları var. Her başlıkta başka bir bakış açısını görebiliyorsunuz. Enver Aysever, Orhan Gökdemir’e göre biraz daha sönük, unqualified kalmış. Ama yine de fena değil. Bu arada ikisini de öyle aman aman sevmem. Ama bu konularla ilgili farklı şeyler okumak ya da daha önce düşündüklerini derli toplu birilerinden duymak hoş oluyor. O yüzden siyasete en azından Türk Siyasal Hayatına dair ilginiz yoksa boşuna yorulmayın. Çünkü sıkılırsınız. Onun dışında gayet okunabilir. İyi okumalar.
Cumhuriyet'in İlk/Son Yüzyılı
Cumhuriyet'in İlk/Son YüzyılıEnver Aysever · Destek Yayınları · 201111 okunma
165 syf.
8/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
orhan gökdemir'in köşe yazılarını takip ediyorum bazen. bu, okuduğum ilk kitabı oldu. kısaca, ilahi dinlerin aynı kaynaktan, antik mısır'dan çıktığını söylüyor. mısır'da çok tanrılı bir din var. mö 1500lü yıllarda yaşamış olan mısır firavunu Akenaton, hakim dini yıkıyor ve tek tanrılı bir din olan Atonizmi (güneş dini) kuruyor. Akenaton (ilk adıyla Amenhotep), ismini daha popüler olarak bildiğimiz Nefertiti'nin kocası. OG, Akenaton'un kurduğu yeni dini devrimci bir hamle olarak görüyor. kitabın sonunda da, günümüzle ilişkisini bir şiirle bağlamış. kitabın farklı bir dili var. tarihsel bir çalışma değil. yani, bu şurdan geliyor, şu tarihte burada şu oldu gibi kronolojik bir çalışma yapmamış fakat geçmişten günümüze bu tarihi özetlemiş. bir yaklaşım sunmuş, kendi yaklaşımının özetini yapmış. kitapta bol bol aforizma var. tarihe, hakim görüşün aksine nasıl baktığını açıklamış. Musa'nın da, devrik kral Akenaton olduğunu düşünüyor. Ahmed Osman ve Sigmund Freud'un konuyla ilgili görüşlerini paylaşmış. ben beğendim.
Din ve Devrim
Din ve DevrimOrhan Gökdemir · Destek Yayınları · 201025 okunma
Reklam
328 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Nutuk'un orjinalinde azınlıklar yerine "anasır" unsurlar terimi kullanılır. Milleti oluşturan etnik unsurları kast etmektedir. Bu etnik unsurlardan bir kısmı diğerlerinden daha farklı bir konum verilmiş olan museviler. Onlar devlete yakınlıkları ile diğer gayr-ı müslimlerden ayrılmışlar olduğunu kitap şöyle anlatıyor: "Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken Yahudiler geriliyor, Yunanlılar ise ilerliyordu. Yunanlılar ticari avantajlarını siyasi avantaja çevirmesini de becerdiler. Osmanlı Devleti'nin önemli mevkilerini artık Yahudiler değil, Helenler tutuyordu. Fenerliler iktidardaydı. Diplomasi 1699 Karlofça Antlaşmasından, 1821’deki ayaklanmaya kadar hemen hemen Helenlerin yönetimindeydi. Ticaret aracılığıyla Helenleştirdikleri Balkanları, siyasal olarak da kontrol edebiliyorlardı.I.Dünya Savaşının ortasında, Osmanlı’daki azınlıklara yönelik “gayrimüslim” tanımı çoktan terk edilmiş,“Hristiyan azınlıklar” onun yerini almıştı. Çünkü artık bu terim, azınlık olanların bütününü kapsamıyordu. Yahudiler hemen yerde, iç savaşta, Hristiyan azınlıkların karşısında yer alıyor,Türk burjuvazisi ile kaynaşmış görünüyordu." Keyifli okumalar.
Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları
Türkiye’de Yahudi Hıristiyan SavaşlarıOrhan Gökdemir · Destek Yayınları · 20128 okunma