Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Orhan Söylemez

Orhan SöylemezTürk Dünyası Edebiyatları Hikaye Çözümlemeleri yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
9.7/10
9 Kişi
55
Okunma
9
Beğeni
2.619
Görüntülenme

En Eski Orhan Söylemez Sözleri ve Alıntıları

En Eski Orhan Söylemez sözleri ve alıntılarını, en eski Orhan Söylemez kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mezarlıklar toplumların hafızasını oluştururlar… ( Ana Beyit ) Mezarlığın etrafının dikenli tellerle çevrili olması akla Colaman’ın kafasına geçirilen şire/şiriyi veya deve derisini getiriyor. Bunu da toplumun veya bir grup insanın kafasına, halkın kafasına geçirilmiş deri gibi yorumlamak zor olmasa gerek.
Sayfa 13 - Atatürk Kültür Merkezi
Fuji Yama oyunu Türkiye'de sahnelendi mi bilemiyorum ama Amerika'da 1975'te sahnelenir. Eser olumlu tenkitler alır. (...) Eserin orijinal adı, Kökçetav'da Közdeşüv'dür, yani Gökçedağ'da Buluşma.
Sayfa 28 - Atatürk Kültür Merkezi Yay.
Reklam
Evet, Cengiz Aytmatov bütün dünyada okunuyor ve ilgi çekiyor ki yayınevleri kendi dillerine çevirip basıyorlar. Okunuyor çünkü o 'ben' yerine 'bizi' koyuyor. Yani her insan, her milletten insan onun eserlerinde kendinden bir şeyler buluyor. Buna sanırım 'evrensellik' deniliyor.
Sayfa 36 - Atatürk Kültür Merkezi Yay.
Baskı altında gerçekleri yazamayan, gördükleri yanlışları eleştiremeyen yazarlar her zaman bir yolunu bulup söylenecek sözleri söylerler. İnsanları uyarmak için, görülmeyen gerçekleri görünür kılmak adına başka başka yollara başvururlar. Bu yollardan biri de eleştirilen kişinin özelliklerini tarihi bir karaktere uyarlamaktır. Gülçin Oğuz
Sayfa 135 - Atatürk Kültür Merkezi Yay.
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.
"İnsan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır."
Reklam
İnsan herşeyi anlatamaz. Zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.
Bütün bildiklerimi ilk önce babalığımı yapan büyükannem Ayımkan ve onun kızı halam karakız Aytmatova'ya borçluyum. Görünüşte karakterde ve hâleti ruhiyede anneyle kızın bu kadar çok benzemesi dikkat değer. Benim için onlar ayrılamazdı. Sanki bir tekmişler ve ikisi de aynı büyükanne, aynı yaşlı ve genç kadın gibiydiler. ... Onlar ailenin geçmişini ve geçmiş zamanı anlatan öğretmenlerimdi.
Sayfa 90 - KaraM
12 Aralık 1928'de doğdum. Bu sırada 1918 ile 1920 arasında, bilmediğimiz bir yerde vefat eden dedem Aytmat'ı göremedim. Onun elinin her şeye yatkın olduğunu, marifetli olduğunu söylerler; dikiş dikermiş ve dikiş makinasını şehirden ilk getiren de oymuş. Bu yüzden ona makinacı Aytmat ismini takmışlar. Eyer yapar, kapkacak kalaylar, parlatır ve çok güzel komuz çalarmış. Arap alfabesini de okuryazarmış.
Sayfa 91 - KaraM
Çocukluk sadece harika bir dönem değil aynı zamanda gelecekteki insan karakterinin tohumudur. Çocukluk gerçek ana dili öğrenmenin ve çocuğun -kız veya erkek- kendisinin dahil olduğu çevresindeki insanlarla, tabii çevreyle ve özellikle kültürle bağlarını hissetmeye başladığı dönemdir.
Sayfa 92 - KaraM
Reklam
Büyükannem bana anadili sevgisini aşıladığının farkında değildi sanırım. (...) Büyükannem benim hayatımı halk hikayeleri, şarkılar ve hikaye anlatıcıları ve aşıklarla buluşmalarla süsledi, bezedi. Kendisi nereye giderse gitsin, ziyaret, düğün veya cenaze, beni daima yanına aldı, sık sık rüyalarını anlatırdı.
Sayfa 95 - KaraM
Savaş patlak verdiğinde hayat yeni yeni düzene girmeye başlamıştı. 1942'de annem bizi destekleyemediğinden okulu bırakmak zorunda kaldım. Bir kez daha savaşın zor şartları yüzünden fakirleşmiş köyümüz Şeker'de idim. Gençler arasında en bilgilisi olduğum için köy Sovyeti sekreterliğine tayin edildim. Bu iş için başka kimse bulunamadı. 14 yaşımda idim.
Sayfa 96 - KaraM
126 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.