Orhan Ülkülü kitaplarını, Orhan Ülkülü sözleri ve alıntılarını, Orhan Ülkülü yazarlarını, Orhan Ülkülü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazarın kendi imkânlarıyla bastırdığı bu kitap, yazarın İngiliz ve Amerikan Edebiyatından seçtiği şiirlerden oluşuyor. Yazar, şiirlerin hem orijinal hallerini hem de kendi yaptığı Türkçe çevirileri bir arada sunmuş.
Öncelikle yazarın bu kitabı yazma amacı takdire şayan: Kendisini ve başkalarını yetiştirmek ve bir de yaşlanmamak için bu işe giriştiğini ifade ediyor. Bence yazarın bu yaklaşımı kendi kitabını yazmak isteyenler için gayet teşvik edici.
Kitapta yer alan şiirler, genellikle 16. yy ile 20. yy arasındaki dönemlere ait. Tabii ki dillerin nehirler gibi olduğunu unutmamak gerek. Yani her dönemin İngilizcesi arasında kelime ve gramer anlamında ciddi farklar bulunuyor. Ve bu kitap, bir yandan o dönemlerin ünlü şiirlerini sizinle buluştururken bir yandan da o dönemlerde kullanılan dillerdeki değişimleri görmenize olanak tanıyor bir bakıma.
Bence daha çok İngiliz veya Amerikan Edebiyatı bölümlerinde okuyanlar ya da bu edebiyat dallarına ilgi duyanlar için uygun bir eser. Onun dışında İngilizce öğrenimi anlamında değil de daha çok İngiliz ve Amerikan kültürlerini tanıma anlamında önemli katkıları olacağını düşümüyorum.
Kitapta en sevdiğim alıntılar:
“Söyle Krallara, yaşadıklarını
Hep başkalarının yaptıklarına uyarak,
Sevilmediklerini bir şeyler vermedikçe.
Ve güçlü kaldıklarını ancak ara bozarak:
Ve yanıt verirse Krallar,
Söyle onlara yalan söylediklerini.”
(Walter Raleigh-The Lie)
“-Bir şişe şarap getirin” dedi, bana
Ama en iyi şarap olsun sizdeki,
Beni sevenlere içmem için
Ve içsinler diye benim için.
(Ballad of Marie Hamilton)
İyi okumalar.
Ya da kim engel olabilir,
Bozulup gitmesine güzelliğinin?
Kimse! Yalnız kara mürekkebin içindeki,
Mucizenin gücüyledir ki,
Aşkım, sonsuza dek parlayabilir.
Söyle Krallara, yaşadıklarını
Hep başkalarının yaptıklarına uyarak,
Sevilmediklerini bir şeyler vermedikçe.
Ve güçlü kaldıklarını ancak ara bozarak:
Ve yanıt verirse Krallar,
Söyle onlara yalan söylediklerini.
Qui me dévoilera l'instant qui t'as vu naître ?
Quel œil peut remonter aux sources de ton être ?
( Bana kim anlatacak
Senin doğuşunu görmüş olan o anı?
Bir göz var mı bu dünyada
Varlığının kaynaklarına ulaşabilecek?)
........
Derlerki hala bir kış gecesinde
Rüzgar sallarken ağaçları
Ve batıp çıkar ken bulutlu denizde ay
Yol uzayıp giderken bir ay ışığı şeridi gibi
Gelir yolkesen soyguncu eski kan kapısına
Sürerek atını
Takırdar döşeme taşları ayakları altında atının
Yoklar kamcısıyla kepenkleri
Oysa demir sürgülü ve kilitlidir herbiri
Seslenir bir ıslıkla pencereye
Fakat orada kim olabilir Onu bekleyen
Hancının kara gözlü kızı Bess
Hancının
Uzun kara saçlarına al kırmızı bir sevgi düğümü atan kızından başka kim .........
..........