Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osman Metin Öztürk

8.5/10
6 Kişi
15
Okunma
1
Beğeni
725
Görüntülenme

Osman Metin Öztürk Sözleri ve Alıntıları

Osman Metin Öztürk sözleri ve alıntılarını, Osman Metin Öztürk kitap alıntılarını, Osman Metin Öztürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batıdan farklı olarak, Türkiye'de Silahlı Kuvvetler, giderek ağırlaşan bunalıma müdahale etmede gecikse, halk "Ordu nerede kaldı?" diye sorar. Sade vatandaş gibi, siyaset adamları da Silahlı Kuvvetler hakkında aynı beklentiye sahiptirler Örneğin uzun bir siyasal geçmişi olan eski Başbakanlardan Ferit Melen, Türkiye'nin geleceği ile ilgili olarak 1986 yılında yapılan bir araştırmada, "Şu anda müdahale ihtimali görmüyorum. Çünkü memleketin bölünme ve parçalanması tehlikesi yok" derken, Silahlı Kuvvetler hakkındaki algılarını ve beklentilerini de ortaya koymuş olmaktadır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Arka arkaya gelen ve çok uzun süren savaşlar sonunda, dayanma ve savaşma gücünü kaybeden, dini inançları gereği kadere razı olan ve olup bitenleri olduğu gibi benimseyen, olaylara tepki göstermeyen, günlük beslenmesinin dışında başka bir şey düşünemeyecek derecede yoksullaşmış olan ulusun, bu koşullar altında, yurdun kurtarılması ve bağımsızlığın sağlanması yolunda mücadeleye kendiliğinden başlayabileceğini düşünmek gerçekçi olmayacaktır. Böyle bir ortamda, mücadele ve karşı koyma gücünü muhafaza eden örgütlü en büyük güç olarak Ordunun lokomotiv işlevini görmesi; ulusun silkinerek yeni bir mücadeleye girişmesini sağlaması, doğal olarak askerlerin etkinliğinin artması sonucunu doğurmuştur. Ancak bu etkinlik, hiçbir zaman askeri bir rejime veya diktatörlüğe dönüşmemiştir.
Sayfa 55 - Gündoğan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
NATO İttifakı içinde yer alması, Türkiye'ye, potansiyel tehdit unsurları karşısında caydırıcı bir güç kazandırmıştır. Ayrıca NATO çerçevesinde gerçekleştirilen işbirliğinin, Türkiye'ye kendi ekonomik gücü ile erişmesi çok zor olan teknolojilerden yararlanma imkanını da verdiği söylenebilir, NATO'ya girilmesi ile birlikte, Silahlı Kuvvetlerde bir değişme ve gelişme de gözlenmiştir. Askerlerin en son bilimsel ve teknolojik yeniliklerle karşılaşması, onların düşünce sistemleri üzerinde etkili olmuş; askerlerin olaylara ve sorunlara bakış açıları değişmeye başlamış ve askerler ülke sorunları ile ilgilenmeye başlamışlardır. Bununla birlikte, NATO İttifakı içinde yer almanın bazı olumsuz sonuçları da olmuştur. NATO üyeliği ile birlikte hızlanan ABD askeri yardımı çerçevesinde alınan silah, araç ve gereçlerin genelde hurdaya çıkmak üzereyken Türkiye'ye verilmiş olması, yani eski ve yıpranmış olması ve Silahlı Kuvvetlerin gereksiz ölçüde kalabalık tutulması, TSK.'ni güçsüz kıldığı gibi, beklenenin aksine savunma harcamalarının artmasına da neden olmuştur.
Sayfa 167Kitabı okudu
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Toplum
TSK.'nin sosyal nitelikli faaliyetlerinin başında, sağlık ve eğitim hizmetleri alanındaki katkıları gelir. Askerlik hizmeti sırasında okuma-yazma bilmeyenlere, okuma-yazma ve bunun yanısıra aritmetik, yurttaşlık bilgisi öğretilmesi, biraz genel kültür verilmesi, "yalnızca bu erlerin şahsi gelişmelerine hizmet etmekle kalmaz, terhisten
Sayfa 171Kitabı okudu
II. Mahmut önce ordu üzerinde durmuştur. Anarşi unsuru durumuna gelmiş olan Yeniçerileri ortadan kaldırarak, kendisine bağlı yeni ve düzenli bir ordu kurmuştur. Yeniçerilerin ortadan kaldırılarak, padişahın ordu üzerinde denetimini kurması, Osmanlılardaki batılılaşma çabalarının askeri alandan merkezi hükümet alanına kayması sonucunu doğurmuş; bürokratlar, izlenen siyasetin belirlenmesinde daha önemli roller oynamaya başlamışlardır. II. Mahmut döneminde; yönetimin batılılaşması yolunda bir çok adımlar atılmış; angarya ve müsaderenin kaldırılması, mülkiyetin korunması, kanun önünde eşitlik, din hürriyeti gibi bazı ferdi haklar getirilmiştir. Askeri gereklerle yola çıkılmış olmasına rağmen, yapılan bu hamleler aydınların kafalarında önemli kıpırdanmalara yol açmıştır. II. Mahmut döneminin anayasa hukuku bakımından genel görünüşü, dinsel değerler ve padişahlık gelenekleriyle hukukta ve devlet yapısında yenilik isteklerinin çatışması ve batılılaşmaya doğru ağır bir gidiştir. Unutmamak gerekirki, askeri alanda başlayan ve daha sonra diğer alanlara kayan batılılaşma çabaları büyük ölçüde askeri himaye altında ceryan etmiştir.
Atatürk'ün ve Atatürkçülüğün Silahlı Kuvvetlerin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmesinin gerisinde, askeri okullarda ağırlıklı bir şekilde yürütülen Atatürkçülük eğitiminin yattığı söylenebilir. İleride T.S.K.' nin profesyonel kadrosunu oluşturacak olan subay adayları, Atatürkçülük eğitiminde Türk tarihinin özellikle Kurtuluş Savaşının ayrıntılarına ve heyecanına o kadar çok girer ki, kendisini Atatürk ile özdeşleştirir ve "koruma-kollama" duygusu hissetmeye başlar. Bu bakımdan Atatürkçülük; T.S.K.'nin ulusal sistem içinde fiilen yerine getirdiği işlevler bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
TSK'nın Toplumsal Kökeni, 1983
i. Öğrencilerin ailelerinin öğrenim düzeyleri bakımından, toplumda, ortanın üzerinde sayılabilecek bir durumda olduklarını, ii. Öğrenci ailelerinin gelir düzeyleri bakımından genelde orta ve daha yukarı gelir düzeyinde olduklarını, iii. Öğrencilerin babalarının yarıya yakınının bürokrat kökenli olduklarını, iv. Öğrencilerin yarıya yakınının büyük yerleşim yerlerinden geldiklerini, ortaya koymuştur. Araştırma, öğrencilerin toplumda geniş bir tabandan geldiğini de ortaya koymaktadır.
askerlerin konumu sarsılamazdı çünkü sivil kadro yoktu
"Efendiler, Kumandanlar askerlik vazifesini ve icabatını düşünürken ve tatbik ederken, siyasi mülahazaların tesirinde bulunmaktan kaçınmalıdırlar. Siyasi cihetin icabatını düşünen başka vazifedarlar olduğunu unutmamalıdırlar. Memleketin genel hayatında orduyu siyasetten tecrit etmek ilkesi, Cumhuriyet'in daima sözünü ettiği bir esas noktadır" şeklinde dile getiren M.Kemal; Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliğinin kaldırılması ve bu son girişimi sayesinde, hukuken orduyu politikadan ayırmıştır.
Sayfa 58 - teoride böyle ama pratikte farklıKitabı okudu
subayların siyasal eğilimi hk.
Yapının, siyasal eğilim bakımından, genellikle orta sağ ile orta sol arasında yer aldığı söylenebilir. Yola liberal görüşlerle çıkan teğmenin; albaylık ve generallik döneminde yaşın, tecrübenin ve diğer koşulların etkisiyle muhafazakârlaştığı ileri sürülmektedir. T.S.K.'nin toplumsal kökenine ilişkin olarak 1971 yılında yapılan araştırmanın daha önce sözü edilen sonuçları da bu yöndedir. T.S.K.'nin ülke sorunlarına bakışının ve bu sorunlara yaklaşım biçiminin de kendine özgü olduğu söylenebilir. Genellikle ülke bütünlüğü ve güvenliği gibi konularda hoşgörülü değillerdir. Bu konulara hoşgörü ile bakanları anlamakta güçlük çekerler. Ülkenin bütünlüğü ve güvenliği ile ilgili sorunları, tarihi örnekleriyle birlikte kendine özgü bir biçimde sürekli değerlendirir; bu konulara, sivillerden farklı, kendilerine özgü bir duyarlılık gösterirler.
Sayfa 103Kitabı okudu
Türkiye'nin yanıbaşında devam eden savaş ve savaşın hemen sonrasında ortaya çıkan Sovyetlerin toprak istekleri, 1947 yılına kadar iki milyonluk bir Ordunun silah altında tutulmasını gerektirmiş; bu Ordunun gereksinmeleri ancak tüketimin kısılması ile karşılanabildiğinden sermaye birikimi olmamış ve ağır bir ekonomik bunalım yaşanmıştır.