Hakkında
Anadolu Üniversitesi’ndeki görevinden KHK’yle ihraç edilen Osman Şişman’ın kurduğu Yort Kitap yayın hayatına başladı.
Okurlar
8 okur okudu.
1 okur okuyor.
Kitaplar
Sözler ve Alıntılar
digital versicolor
Bugün artık farkındayız: Temsil, betimlenen şeye dair söylediğinden daha çoğunu, betimleyene dair söyler. Resim, çizenin ve bakanın, onların gözünün temsilidir; dağların değil. Fotoğraf, kameranın ve gözün, onları şu veya bu şekilde örgütleyen zihnin, görme rejiminin temsilidir; senelerin zulmünün üstüne umarsızca yağan karın temsili değil. Dil, nesnelere ve dünyaya dair, dünyadaki nesneler arasındaki ilişkilere dair bir şey söylemez; zihnin dünyaya çekincesizce, cüretle atfettiği ilişkileri açık eder. Neyi nasıl betimlersem betimleyeyim kendimin, koşullarımın çerçevesinden çıkamam. Her dediğim, bana dair bir metafordan ibaret kalacak.
Sayfa 80 - Yort Kitap
Tabiat sonsuz zamanı içinde insanlığın, üretiminin kaçınılmaz geçiciliğini hiç idrak edememiş olmasına, şuursuz kendini beğenmişliğiyle daha da gülünçleşen şaşaasına müstehzi bir edâyla bakar. Sonsuz tarihinde hep yaptığı gibi, her şeyin yerini değiştirdiği, her şeyi bir başkasına dönüştürdüğü küçük kıpırdanmalarla, sabırla bekler. O yapı yıkılıp o ağaç orada kalıncaya dek bekler.
“Bak Nezahat, Mösyö Lacan ne demiş: ‘Arzunun nesneleri sürekli firardadır.’”
Anonim
Sayfa 11
emekli albay sendromu yahut camdan cama gerilmiş iptekiler ruhun aynasıdır
“Kamusal alan–özel alan” ayrımı, gündelik deneyimimizde asla kesinleşemeyecek, neredeyse hepten muhayyel sınırlar ima eder. Bedenin ve zihnin tavırları üzerinde işlemeye başlayan mekanizma, kurumların kapısından girince, sokak kapısının eşiğinden dışarı çıkınca, kuralların tedavülde olduğu açıklıklarda bulununca çalışır da evlerin içerisine sızmaz mı? Ve tersi: Herşeyimizle, kaçınılmaz biçimde, sokağa taşarız.
Sayfa 50 - Yort Kitap
Paris
"Artık çoktandır, geçen zamana karşı ürümekten vazgeçmiş iki köpek gibiydiler. Damaklarında sadece eski bir et tadı kalmış, kendi burunlarına şaşı şaşı bakan iki kırma. Birbirlerini görür görmez, aynı soysuzluktan gelme, aynı inançsızlıkları paylaşan, insanlığın ilerlemesini aynı kuşkucu sabırla, asfalttan bir alacakaranlıkta, Paris'in fakir bir semti olan onüçüncü bölgedeki bir dispanserin kirli camları arasından izleyen kişiler olarak tanımışlardı."
Usulca, Jean-Marie Laclaventine
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
