Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paul Cartledge

Paul CartledgePratikte Antik Yunan Siyasi Düşüncesi yazarı
Yazar
6.0/10
1 Kişi
6
Okunma
1
Beğeni
369
Görüntülenme

Paul Cartledge Gönderileri

Paul Cartledge kitaplarını, Paul Cartledge sözleri ve alıntılarını, Paul Cartledge yazarlarını, Paul Cartledge yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Winston Churchill, 1947 yılında Avam Kamarası konuşması:
Demokrasinin, şimdiye dek zaman zaman denenmiş tüm diğer yö­netme biçimleri hariç, en kötü yönetme biçimi olduğu söylenmiştir.
Aristoteles'in anayasa senaryosu için "en iyi vaka" neye hizmet ediyordu? Az sayıda zengin ama ahlaken hayran olunası ve öykünesi elitin hakimiyeti anla­ mına gelen bir aristokrasi formu - pratikte oligarşi: Pratikte gerçekleştirilebi­ lir formuna yanlışlıkla politeia adını verdiği ve siyasi gücün ekonomik açıdan "ortada" hoplit-sınıfı vatandaşlarına dayanma eğiliminde olduğu Aristoteles­çi karışımı ya da uçlar arasındaki "orta"yı temsil eden bir sistem.
Reklam
Sokrates'in eski öğrencilerinden Ksenophon ve Platon, Sokrates'in davası­ nın sonuçlarından tartışmasız olumsuz dersler çıkarmıştı. Onlara göre de­mokrasi, ya da en azından Atina tarzı demokrasi, düzeltilemeyecek derecede kötü bir şeydi.
Sayfa 115Kitabı okudu
Sokrates'in yargılanması:
Sokrates'i bizzat onca sözle anti-demokratik bir hain olmakla suçlamadan, onun en azından örgüt­ lenmekten suçlu olduğunu gösteriyordu. Zira "gençleri yozlaştırmak" Sokrates'in yoz gençlerin, özellikle hain olduğu ispatlanmış Alkibiades'in ve anti-demokratik Otuz Tiranların lideri Kritias'ın hocası olduğunu söyleme­nin dolambaçlı ve kinayeli bir yoluydu. Ve Sokrates'in onlara tam da anti-de­ mokratik hainler olmayı öğrettiğini ima ediyordu. Bu tasım -Sokrates onlara hain olduklarını öğretti, öyleyse Sokrates onlara hain olmalarını öğretti­ mantıken yanlıştı ama yine de ikna ediciydi.
Sayfa 112Kitabı okudu
Özellikle büyük halk festivalleri bağlamında kurban Antik Yunan şehrinde eşzamanlı olarak siyasi ve dini bir eylemdi. Kurban etme -yani kur­ ban törenine katılma,- kamusal olsun özel olsun, iyi vatandaşlığı gösteren kilit eylemlerden biriydi ve hem tanrılarla ortak olma hem de onlardan uzak­ lığını ayrıştırmanın esas aracıydı. Yunan dini, siyasetin ve din siyasetinin özüydü.
Sayfa 109Kitabı okudu
Atinalılar, 399 yılına gelindiğinde rahatsız edici derecede tipik, geleneksel Akdeniz köylüleri gibi -şüpheci, mu­hafazakar, batıl inançlı, mantıksız- davranıyordu. Hatta bu karikatürün ser­gilediğinden de fazlası çünkü 399'da Atinalılar artık kendilerini komşularına kötü kötü bakmakla sınırlamıyor, kendi vatandaşlarını da büyük idamlık suçlamalarla, mesela inançsızlık, mahkemeye veriyor ve infaz ediyordu. 400-399' da hepsi bir biçimde savaşın son yılları ve sonrasının korkunç olaylarıy­la bağlantılı en az altı büyük halk mahkemesi olduğunu biliyoruz.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
-Sicilya'daki (413) ve Hellespontos'ta Aigospotami'deki (405) gibi- şehir 430 ve sonrasında büyük bir "doğal" felaket Büyük Veba'yı yaşamıştı (şehir nüfusunun belki de üçte birini götürmüştü). Bu tip felaketlere bazen mecazi konuşup "tanrı işi" deriz, antik Atinalılar için ise gerçek anlamıyla böyleydi. Son derece rasyonalist olan Perikles bile (429'da vebanın etkisiyle ölmüştü) Thukydides'in ağzından (2.64.3) vebaya daimonion "gökten gelen" ya da do­ğaüstü der. Sıradan, entelektüel olmayan, inançlı Atinalılar böyle büyük, bek­ lenmedik, olağandışı ve çaresi olmayan bir kazaya ("felaket" anlamına da gelen sumphora) doğaüstü ve insanüstü güç ya da güçler olan daimôn ya da ço­ğulu daimones işi demeye zorlanmayacak ya da çekinmeyecekti.
Sayfa 105Kitabı okudu
Sokrates'in zamanına gelene kadar ve ondan sonra Yunan polis dini özünde doğası gereği, bir kamu meselesiydi; ifadesini esasen komünal vatandaş inisi­ yatifiyle girişilmiş kolektif ritüel eylemde buluyordu. Polis dininin tipik ifade­si atan kalbi, sistematik biçimde meteorolojiye dayanan, düzenlemesi po­ lis'in faaliyetlerinin önemli bir bölümünü teşkil eden takvime göre yapılan şö­ lenleri ya da festivalleriydi (heortai). Bu yüzden, eyleme karşı inanış, ritüele karşı inanç gibi modern kavramsal karşıt ikiliklerimiz ya da kutuplaştırmala­rımız klasik Yunan şehrinde işlemiyordu. Yunan dini ritüeli, kendi içinde inancı kapsıyor, sorgusuz kabul ediyordu. İnanç ise neredeyse ayan beyan ifa­de edilmiş zihinsel ya da duygusal bir sıfat değil, eylem içerisinde ve boyunca ima edilerek deneyimlenmiş ve olumlanmış bir şeydi. Kelimeler dışında sözlü olmayan davranış da buna dahildir. Mesela, Sokrates'in suçlamasında kulla­ nılan nomizein tous theous deyişi (tanrılara tapınma) inanışla ilgili meseleler kadar kült performanslarına katılımı da içeriyordu.
Sayfa 102Kitabı okudu
Polis, Tanrı, Yunanlar:
Yunan polis'i insanların olduğu kadar tanrıların da -ya da daha ziyade insan­ lardan önce tanrıların şehriydi. Polis'e yaraşır bir Yunanlı olmak dünya eko­nomisinde yerini bilmek, değiştirilemez doğa gereği tanrısal olmadığını ve tanrısal evrenin aşağısında yer aldığını bilmekti. Yunan şehri, o tanrıları terk etmediği müddetçe tanrılar tarafından terk edilmeyecek, onların kesin güven­cesi altında somut, yaşayan bir yapıydı. Bu yüzden, Yunanlıların din yerine "kullandıkları bir kelime" olmasa da ve genelde "tanrıların işleri" gibi (ta tôn theôn) bir deyiş kullansalar da, din her şeyle, her şey de dinle iç içe geçmişti. Din ya insan davranışını, her şeyden önce ritüel karakterini belirliyor (ya da buna neden oluyor) ya da esasen ya da salt dini olmayan davranışa dini bir boyut, biraradalık ya da en azından hava katıyordu. Mesela, Atina Meclisi'nin bir toplantısı domuz yavrusu kurban edilen bir ritüelle başlıyor, Pnyx tepesin­ deki toplantı mekanı törenler eşliğinde domuz kanıyla yıkanıyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Platon'un akıl hocası Sokrates'in yargılanması ve infazı hoşgörüsüz, cahil, ayaktakımı hakimiyetin­ deki demokrasinin son derece korkunç sansürü olarak görülmüş ve tasvir edilmiştir. Sağ kanat oligarşik eleştirmenlerine karşı Atinalı çoğunluğun tara­fını tutan John Stuan Mili bile On Liberty (Özgürlük Üstüne) adlı eserinde Sokrates'in yargılanmasının (1859) en korktuğu şey, yani çoğunluğun tiranlı­ğının cisimleşmiş hali olduğunu söyler.
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.