Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pierre Dardot

10.0/10
1 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
545
Görüntülenme

En Eski Pierre Dardot Gönderileri

En Eski Pierre Dardot kitaplarını, en eski Pierre Dardot sözleri ve alıntılarını, en eski Pierre Dardot yazarlarını, en eski Pierre Dardot yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...neoliberalizm... bir ideoloji ya da iktisadi politika olmadan önce öncelikle ve temel olarak bir akılsallık... ve bu sıfatla, yalnızca yönetenlerin eylemini yapılandırmaya ve örgütlemeye yönelmekle kalmayıp, yönetilenlerin de tutumlarını yapılandırıp örgütlediğidir.
Sayfa 8 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
M.WEBER.
‘İktisadi yaşamda üstünlüğünü kabul ettirmiş olan güncel kapitalizm, ihtiyaç duyduğu iktisadi özneleri -işverenler ve işçiler-, iktisadi ayıklama dolayımıyla, kendisi için yetiştirir ve üretir”
Sayfa 14 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Liberal politikanın ufku ve referansı, kendi çıkarının peşinde koşan, özsevgisini tatmin etmeye çalışan ve kendisini harekete geçiren tutkulu motivasyonlarla tanımlanan bir yeni insandır...Tutkularına zincirlerle bağlı, kazanç ya da övünme zevkleriyle hareket eden arzu varlığı. Ahlâkların ve dinlerin zaaf olarak gördüğü çıkar ve tutku bundan böyle eylemin devindirici gücüdür...'İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme'... John Locke...liberal politik iktisadın en önemli felsefi referansı olarak kabul edilebilir. “ Kendinin sahibi” olan, kendini koruma ve Tanrı’ya şükretme görevine adanmış insanlar toplumunda hareket etmesini sağlayacak eylem ilkelerini içinde taşıyan yeni insan figürünü bu eser şekillendirmiştir...Locke’un tezi bilinmektedir: Tutkularımızı harekete geçiren, bizi eyleme teşvik eden ve davranışımızı yönlendiren şey duyumlardır. Bizi harekete geçiren arzu, bir nesnenin eksikliğiyle birlikte hissedilen kaygı ve rahatsızlığa bağlıdır. Bu rahatsızlık “ insan faaliyetinin temel, hatta tek itici gücüdür” ; böylelikle arzu eylemin tek gerçek devindiricisi olur.
Sayfa 22 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Arzunun öteki adı olan çıkar, kendi iç düzenlemesi olan bir eylem ilkesidir. Kendini yönetmenin liberal tarzı, eylem sonuçlarının doğru hesaplanmasına bağlı olarak, acıyı azaltmaktan ve hazzı artırmaktan ibarettir...insanı zincire bağlayan tutkunun, insanı özgürleştirecek şey olarak görülebilmesi ve böyle görme gerekliliğinin kanıtlanması elbette bir paradokstur. Yeni ahlâk tutkuların kölesi olmaktan kurtulmak için kurulmuş değildir; eski ahlâkın önyargılarından kurtaran şey tutkulardır.
Sayfa 27 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Kavramların metamorfozu.
Hem büyük bir örnek, hem de bir tiksinti kaynağı olarak görülen Hobbes, politik yapıyı arzu mekanizmaları üzerinde kurmuştur. Alasdair Maclntyre’in belirttiği gibi, “ Hobbes belki de PLEONEXIA terimini hak ettiğinden daha fazlasına sahip olma arzusuyla açıklamış İngilizce yazan ilk yazardır (Leviathan).” Bu terim Aristoteles’te adaletsizliğin (dikaiosune) iki biçiminden biri olan ve hiçbir türde sınır tanımadan, yalnızca daha çok elde etme hedefiyle kazanma yeteneğinden oluşan bir karakter kusurunu belirtir...Antik düşünürlerin bir kusur olarak gördükleri “ sahip olma açlığı” artık iyi bir şey olarak kabul edilmektedir: “ Aristoteles’e göre ahlâk kusuru olan pleonexia artık modern çalışmanın devindirici gücüdür.” Kuşkusuz, ilk liberal yazarlardan başlayarak bu konuda kimi çekinceler ifade edilmiştir. Örneğin A. Ferguson çekincelerini açıkça ortaya koyar: Ticari alanda “ özel çıkar, yönetimin bütün spekülasyonlarından daha emin bir rehberdir” demesine rağmen, “ adaletsizliklerin önemli kaynağı kâr arzusudur” diye de belirtecektir. Fakat Hobbes’un başlattığı tersyüz etme daha ilerde Benjamin Franklin tarafından açıkça yüceltilecektir. Kendi kişisel kullanımı için bir erdemler listesi hazırlayan Franklin, Yunan Antikçağı’ndan kaynaklanan bütün geleneğinin tersine, mal edinme istencini açık seçik bir erdem olarak kabul edecektir.
Sayfa 27 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Klasik liberalizm ulusal düzeyde, hatta dünya çapında çıkarların karşılıklı bağımlılığı saptamasında bulunur; çıkış noktalarından biri budur. İşleyebilmek için kamu müdahalesine gerek duymayan, üstelik bu müdahalenin gerekliliğini sorgulayan ve sınırını saptayan bir düzen ya da bir sistem vardır. Bu ekonomik düzen mübadele içinde karşılıklı yarar üzerinde temellenir; genel üretime katılımından en büyük yararı sağlama arzusuyla hareket eden her bir kişinin, kendi işlevine ve uzmanlığına göre toplumsal yararlılığa katkıda bulunduğu bir alanı tanımlar.
Sayfa 29 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Serge Latouche’un sözünü ettiği “ iktisadın icadı” , gerçekten de, ticari pratiğin ve fizik biliminin evladıdır: Mekaniğin kuvvet ve hareket analizi yöntemlerini topluma uygulayan bir mekanizmadan kaynaklanır; toplumu karmaşık çarklara sahip korkunç bir makineye ya da her bir parçası bütünün hareketine katılan büyük bir saate benzeten metaforların yaygınlığından da bu anlaşılır.
Sayfa 30 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Adam Smith.
“ bilim, fanatizmin ve batıl inançların zehrine karşı en büyük panzehirdir.”
Sayfa 35 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Ben ekonomistim. 3 çocuk.
...nüfus artışı “ servet birikiminden kaynaklanır” ; servet artışını sağlayan şey nüfus artışı değildir. Bolluk hüküm sürdüğünde nüfus kendiliğinden artar; bunu kendilerinin meziyeti sanan politikacılar ise yanılmaktadır. “ Bu politikacılar sanki hareketin nedeni kendileriymiş gibi kendilerini alkışlarlar, oysa ki hareketin peşinden gitmekten başka bir şey yapmamaktadırlar: Bu, büyük bir çağlayanın akışını kürekle, rüzgârların hızını yelpazeyle artırmayı iddia etmektir.”
Sayfa 36 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Duygusal bağların birleştirdiklerini çıkar bağları ayrıştırmaya yönelir...
Sayfa 43 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
A. Smith’e göre, “ zengin insan servetinden şöhret elde etmeye devam ederken, yoksul insan da kendi yoksulluğundan utanmaya ve etrafındaki insanlar için ‘görünmez’ olduğunu hissetmeye devam edecektir.”
Sayfa 60 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Herkes, sürdürmeyi arzuladığı, yaşamının anlamına dair edindiği fikre uygun hareket etme hakkını ona veren yaşam bütünlüğü anlayışına göre hareket ederek kendi yaşamına anlam verme yeteneğine sahiptir. Öyle ki, başkasının eylemine verdiğim rıza, başkasına benim üzerimde verilen bir hakka denk olsa bile, bu rıza da benim kendi yaşamımın bütününe dair anlayışa göre hareket etme arzumdan kaynaklanır.
Sayfa 70 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Locke.
her insan...kendi kişiliğinin sahibidir. Onun üzerinde kendinden başka kimse bir hakka sahip değildir.
Sayfa 73 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Locke.
Her insan “ kendinin efendisidir ve kendi kişiliğinin mülk sahibidir.”
Sayfa 73 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Bentham.
Düşüncesizce yazılmış bir kelimeden binlerce hançer fışkırabilir.
Sayfa 94 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.