Suçlu, kurbanını haklarından yoksun bırakmaktan dolayı suçludur. Haksız yere el koyduğu malı geri vermenin ya da kurbanına verdiği zararın tazminatını ödemenin de ötesinde kurban, uğradığı saldırıda kaybettiği hakları ölçüsünde suçluya ceza uygulayabilir. Dolayısıyla, Rothbard’ın ceza teorisi caydırıcı ya da sağaltıcı (iyileştirici) nitelikler yerine geri ödemeli bir nitelik taşır. Yani: 1- Kurbana tazminat ödeme ya da uğradığı zararı karşılama. 2- Doğal hukukun işleyişine zarar veren ve cezalandırılmayı hak etmiş suçlu için adli bir ceza. Sizden 1000 frank çalan bir hırsızın söz konusu parayı size geri vermesi ve bununla birlikte haklarınıza saldırdığı oranda cezalandırılması gerekir: suçlunun 1000 franklık hesabına el koyabilirsiniz (sizde yarattığı korku göz önünde bulundurulduğu takdirde bu meblağ 1000 frankın üstüne çıkabilir), toplam olarak hırsız size en azından 2000 franklık bir geri ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Hırsızın kurbanına verdiği zararı karşılayacak miktarda parası yoksa ya kürek cezasına mahkûm edilir ya da tazminatı ödemeye gücü yetinceye kadar kurbanı için herhangi bir işkolunda çalışmaya yükümlü tutulur. Bireysel haklara yönelik saldırıların cezası para ile karşılanamayacak ölçüde ise -dövülme ya da öldürülme gibi- kurban uğradığı zarar oranında bir ceza talep edecektir (göze karşılık göz, dişe karşılık diş, öldürülmeye karşılık öldürme cezası gibi). Buna karşılık kurban ölmediği ve kabul ettiği takdirde suçlu para ödemek ya da önceden belirlenmiş bir süre boyunca köle gibi kurbanının hizmetinde çalışmak suretiyle cezasını çekebilir.
devlet, yerini serbest ve rekabetçi birleşmelere bırakmak zorundadır.
anarko-kapitalizm klasik anarşizmden iki noktada ayrılır: ilk olarak, anarko-kapitalizm özel mülkiyeti yadsımaktan çok, değişik bireysel etkinlikleri uzlaştırmak amacıyla özel mülkiyet üzerine kurulmuştur. ikinci olarak, bütün bireylerin hakça eşitliğini ortaya koymakla birlikte toplu özgürlüğün neden olduğu ya da oluşturduğu maddi eşitsizlikleri kabul eder. böylece anarko-kapitalizm iki öğretinin birleşimi ve sınırı olarak
tanımlanabilir.
benjamin tucker anarşistleri şöyle tanımlar: "anarşistler cesur jefferson’cu demokratlardır. en az hâkim olanın, en iyi yönetim olduğuna ve en az hâkim olan bir yönetimin var olmadığına inanırlar.”
"bireyin malları ve kendi kişiliği üzerindeki egemenliği, sahip olduğu mülkiyeti kullanma özgürlüğü ile bir anlam kazanır. yine aynı egemenlik, mülkiyetini ve özgürlüğünü kendisi ya da başkaları tarafından garanti altına alabilme hakkını içermektedir. bir birey ya da bireyler topluluğu, herhangi bir ihtiyacın tatminini sağlamak amacıyla oluşturulan bir kurumun temellendirilmesi için egemenliğine başvurduğu takdirde, ürünlerinin ve hizmetlerinin bedelini kendi isteği doğrultusunda saptamak gibi, bu kurumu, kişisel çıkarının dürtüleri doğrultusunda işletme ve yönlendirme hakkına sahiptir. bu üreticinin bağımsız hakkıdır. fakat bununla birlikte, bu hak doğal olarak başkalarının hakları tarafından sınırlanır."