...
Kuşların olmadığı bir bahçe
Sesin olmadığı bir bahçe
Kara çiçekler toplayacaksınız
Yapraklar hiçbir zaman yeşil değil
Bütün dikenler kırmızıdır
Ve kana bulanmıştır elleriniz
...
Yalnızca yağmurun ağladığını işitiyoruz
"Geçsin zaman
Unut bir gün yaşadığını
Öl bu zamanda
Ve başla yeniden
Soyunan
evrenin son noktasına
Değiştir elbiseni
Koru derini
Böylece gizlenir doğru yanlışın altına
Zor değil
Gözyaşı faydasız
Geri çekilir kalbin
Ama daha güçlü
ve küçük
İter hayat seni ölüme doğru"
Söz etmek o denli zor mu
Hayatımdan
Herkes o denli çok şey söyleyebilir ki
Zamanımızı nasıl geçirmiş olmamızı isterdiniz
Bir kaç manzara geliyor aklıma
Unutulmuş bir dost yüzünü gösteriyor bana
Karanlık bir yer
Rengini yitirmiş bir gökyüzü
Her sabah yanıma uğrayan doğduğum memleket
Yolculuk uzun sürdü
Bir kaç tüy bıraktım
Birer birer düştü sanrılarım
Yine de ilkyazın ortasındaydım
Bir çocuktum neredeyse
İlerliyordum
Çığırtkan bir tren beni taşıyordu
Azar azar unutuyordum doğayı
Ve altın kaplamalarda kendime bakıyordum
Hiç kimsenin görmediği bir portrenin çırpındığı
Gökyüzünde ve yanan her yıldızda
Bir başka ses
Ve yol boyunca yayılıyordu çığlıklar
Ve çukurların çalılarında yırtılıyordu çığlıklar
Bu hayvani ve insani sesi duyuyordum ben
Kapı kapalıydı biz ayrılmıştık
Gökyüzü şişkinleşiyordu
Ve batmış olan güneşin kavrukluğuydu bu
Asla unutmayacağım yüzünün çizgilerini