Bugün sürüklendiğimiz “endişe çağı”, büyük ölçüde, bu günümüzün gerektirdiği işlerimizi, geçmişin araç gereçleri ile, dünün anlamlandırma ve kavramları ile yapmak için çabalayıp durmamızın sonucudur.
"Matbaanın icadı anonimliğe son vermiş; bu icatla yazarın yazdığı ile ün kazanması düşüncesine gelinmiş, entelektüel çaba sonucu yapıtı yazarın özel malı (mülkiyeti) olarak görülmüştür. Kitabın mekanik yollarla çoğaltılması ise toplumu –okuyan bir toplumu, yaratmıştır. Tüketiciye yönelik kültürün yükselişe geçmesi özgün/orijinal olma özelliğini her şeyin önüne geçirmiş, kitabı alıp intihalde bulunmak ya da hepten kendi ismiyle yayımlamak yasaklanmıştır. Telif hakkı ise -bir kitabı ya da sanat eserini yayımlamak, yeniden basmak, yapıtın içindeki düşünsel ya da sanatsal yanı ya da biçimi yalnızca yapıtın sahibi için bir hak saymak-bu gelişmelerin sonucunda ortaya çıkmıştır. S.122
İnsan yaşam ortamına, toplumsal dramasına sabit, hiç değişmeyen bir bakış açısıyla, algılanıp anlamlandırılmayana
akıldan ve zekadan yoksun tekrarlamacı bir yanıtlama ile yaklaşırsa varoluşunu sürdüremez.
"Şimdi herkes, herkes hakkında gereğinden çok şey biliyor. Yeni hayatımız, bu yeni yaşam ortamımız kenarda kalmayıp olan bitene katılmamızı, etrafla ilgilenmemizi zorunlu kılıyor. Şimdi herkes karşılıklı olarak birbiriyle ilintili, birbirinden sorumlu. S.24