Öyle bir gitmelisin ki benden, piç bir ayrılık.
Yakmadı yüreğime bir tek adını söylerken titreyen dudaklarımın
vebali yüklenmeli o ince boynuna.
Ve sen Havva kadar günahkar olmalısın.
bir elma uğruna bir cenneti kaybettiğini
her an hatırlayıp; yanmalısın, kavrulmalısın...
Günlük hayatta yalnızım ruhen ve kalben
İnsanların çoğuyla anlaşamıyorum genellikle kendi kurduğum dünyadaki karakterlerle içten konuşuyorum onları görmüyorum ama hissediyorum çünkü yalnızım, derdimi hiç kimseye anlatamıyorum. Gün içerisinde yaşadığım çok şey bana ağır geliyor. Bir gün kitap fuarı açılmıştı ve benim gözüme iliştin ismin çok cazibeliydi öylesine aldım koydum poşete ve seni kitaplığıma koydum
Hiç bir şekilde aramadım ve sormadım seni bir gün gözüme iliştin tam çaresiz bir anda bulup okudum seni. İlk sayfaların bağımlılık yapıyordu son sayfalarına gelince kendimi gördüm. Seninle aynı durumdayım senin gibi benimde hayali karakterlerim var. Araştırmaya başladım goguldan makale okuyorum.
Ama biliyormusun : hiç kimse beni anlamıyor inan hiç kimse beni anlamıyor.
Bütün Pencereler Birer Yalnızlıktır
Anlayamıyorlar gerçekten çok farklıyım görüntüleri gibi değilim...
Okuduğum kitabın son sayfasında yazılan ve benim hoşuma giden bir alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum
Çaresiz, yalnız kalmayın ve hayatınızdaki hiç kimseyi yalnız bırakmayın. Yalnızlık çaresizliği, çareszlk kmesizliği kimsesizlik şizofreniyi doğurur
İstanbul'da tek başına yaşayan bir yazarın yalnızlıktan dolayı içine girdiği bunalım ve yalnızlığın kendisine getirdiği sonuçları işleyen bir kitap.Kitap kendini son anına kadar merakla okutup nokta atışıyla sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz bir sona götürüyor. Kitabın olay örgüsü heyecanınızı taze tutmaya yarıyor. Sonrasında ne oluyor acaba diye diye bir bakmışsınız tek nefeste kitap bitmiş. Sonuca gelmeden elinizden bırakamayacağınız bir kitap..
Merhabalar.
Sayın hocam Serkan Bozkuş'un gençlik yıllarında yazdığı bir roman ile geldim.
Roman bir kadın karakterin varoluş sancısını, duygularını ve terk edilmesine anlatıyor. Kitabı okurken istemsizce siz de bir huzursuzluk hali kaplıyor. Ve okurken kendi kendime nerede bu insanlar, nereye gittiler? diye sormaktan edemedim.
Bazen bir karakteri kendinizde bulmak o kadar kolay oluyor ki... o karakterin tek bir kelimesinden bile size ait bir şeyler olduğunu hissediyorsunuz. Bu kitabı okumaya başlamadan önce başıma bazı şeyler gelmişti. Kalmak ve gitmek arasındaki nihai araflık beni çok yıpratmıştı ve bu kitapta da buna benzer olgular görünce gerçekten etkilendim. Ve hayatım boyunca Zuhal benim hatırlayacağım bir karakter olacak.
Kitapta her bölümün başında şiirler ve aforizmalar var. Bu kısımlar o kadar güzel ki... Romana çok şiirsel bir hava katıyor.
Ne kadar bu şiirden bölüm olsa da Serkan Bozkuş sokak dili ile yazmayı seven biri yazar. Günümüz yazarları bu sokak dilini ya da argosunu romanlarına çok başarılı bir şekilde yediriyorlar. Serkan bozkuşta Bu yazarlardan biri.
Ve bu kitap bana çok güzel bir şarkı kalktı Kent Şarkıları'nın Aşk Üşütür adlı şarkısınıda tavsiye ederim.
İyi okumalar.
Her sayfasında şaşırtan ve gerçekleri bu denli akışkan anlatan konusuyla akışıyla okunması gereken bir kitap. Kitapı açtığınızda bitirmeden bırakmayacağınız türden. Bazı yerlerde kitapın içine girip olaylara müdahele etmek istiyorsunuz.