Rachel Gibson Gönderileri
Rachel Gibson kitaplarını, Rachel Gibson sözleri ve alıntılarını, Rachel Gibson yazarlarını, Rachel Gibson yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Blake kollarını onun beline dolayıp Natalie’yi kendine doğru çekti. Ona sarıldı ve nefesini kesene dek genç kadını sıktı. “Dur,” dedi
Natalie nefessiz kalarak. “Nefes alamıyorum.”
“Sonra nefes alırsın. İzin ver biraz sarılayım,” dedi
Blake ve yüzünü Natalie’nin boynuna gömdü. “Seni çok özledim.”
Natalie de onu özlemişti. O kadar çok özlemişti ki kalbi
paramparçaydı. Gözleri yanıyordu. “Bu hiç adil değil.”
“Adaleti boş ver,” dedi Blake. “Yüzüme kapı çarptın ”
“Sen de bakıp güldün.”
“İzlediğini biliyordum.” Blake güldü.
Sayfa 317Kitabı okudu
Natalie onun arkasından oturma odasına girdi. Sparky
şöminenin önündeki yastığın üzerinde yatıyordu. Bağlı falan
değildi. Başım hafifçe kaldırıp Natalie’ye baktıktan sonra
tekrar uykuya döndü.
Hain. “Korkmuş görünüyor.”
“Ceketini alabilir miyim?”
“Çok kalmayacağım.” Sparky haindi. Kalbi haindi. Midesindeki
kelebekler de haindi.
Blake ona bakıp elini uzattı.
“Peki.” Ceketini çıkarıp ona verdi.
Sayfa 317Kitabı okudu
Perşembe günü Blake’den ses çıkmadı fakat cuma günü
fotoğraf siparişi gönderdi.
Sadece iki tane fotoğraf vardı. Natalie tezgahın arkasına
oturup fotoğraflara baktı. Bir tanesi fidye notuydu:
Bu bir şaka değildir. Köpeğin Sparky 315 Red Fox yolunda
rehin alınmıştır. Verilen adrese üzerinde yazı olmayan
bir çantanın içerisinde bir domuz pirzolası getir. Yoksa köpeğini
kurtaramazsın.
Kaçıran.
İkinci resimde zavallı Sparky vardı. Elleri ve ayakları beyaz bir iple ve gözleri kırmızı bandanayla bağlanmıştı.
Sayfa 315Kitabı okudu
“Natalie iyi bir kadın. Akıllı. Güzel.”
Natalie yalandan nefret ederdi. Blake hayatını onun kadar
açık yaşayan başka birini tanımamıştı. Eğer Natalie, Michael’a
onu sevdiğini söylemişse bile, Blake onun buna gerçekten
inanarak söylediğini düşünüyordu.
“Ona, geçmişteki kadınlara davrandığın gibi davranamazsın,”
dedi Beau, omzunun üzerinden, kapıya doğru yürürken.
“Ya hep ya hiç, dostum.”
Sayfa 281Kitabı okudu
“Erkek kardeşimi ben sandığında
ona ne dedin?”
Natalie elbisesini bıraktığında Blake onun yine vazgeçeceğini
düşündü. “Deliler gibi sevişmek istediğimi söyledim.”
Kollannı Blake’in boynuna dolayıp kulağına fısıldadı.
“Seni soyup, mönünden bir şeyler yemek istediğimi söyledim.”
“Aman Tanrım.” Blake’in soluğu bir anda, göğsüne darbe
almış gibi dışarıya fırladı.
Sayfa 252Kitabı okudu
“Bana sonra söylersin,” dedi
erkek kardeşinin duyamayacağı kadar kısık sesle.
“Hayır.” Natalie başını sallayınca çenesi Blake’in avucuna
süründü. “Bir daha asla söyleyemeyeceğim.”
Blake yalnız kaldıkları zaman ona söyletecekti. Belki
de elbisesini çıkarırken. “Kendini nasıl hissediyorsun?” Elini
Natalie’nin omzuna götürdü.
“Biraz başım ağrıyor ama iyiyim. Bayıldığıma inanamıyorum.”
Sayfa 247Kitabı okudu
Erkek kardeşine baktı. “Ne yaptın sen?”
“Ben bir şey y a pm a d ım Boğazını temizleyerek, yüzündeki
haylaz sırıtışı gizlemeye çalıştı. “Beni sen zannedip
ikinizin arasında özel olması gereken bazı şeyler söylemiş
olabilir.”
Cinsel içerikli bir şeyler söylemiş olmalıydı. O kadar
utanmıştı ki, bayılmıştı. “Ne gibi şeyler?”
“Boş ver!”
Sayfa 247Kitabı okudu
Natalie başını çevirip kahkaha sesini takip edince Beau
ile Stella’yı gördü. Gözleri kocaman açıldı ve doğrulmaya
çalıştı.
“Şimdi kalkma.” Blake, Natalie’nin kalkmasını engellemek
için elini omzuna koydu. “Biraz daha yat.”
Bez başından kayarak kanepenin üzerine düştü. “Sizden
iki tane mi var?”
Sayfa 246Kitabı okudu
Zihninden dudaklarına dökülebilen tek kelime bu olmuştu.
Kulakları uğulduyor, gördükleri karşısında gözlerini kırpıştırıyordu.
Boynundan göğsüne kadar bir ürperme hissetti ve
şarap şişesi elinden düştü. Şişe ayaklarının arasında patlarken
birbirinin aynısı iki Blake birden hızla ona doğru koştular.
“Natalie.” Blake onu omzuna almıştı. Bir kadını taşımanın
en romantik yolu bu değildi fakat en hızlı ve en etkili
yolu buydu. Onu eve taşırken bir kolu uzun bacaklarını tutarken
diğeri de sırtından tutuyordu.
“Başını çarptı mı?” diye sordu Blake’in erkek kardeşi
Beau, yeni kanepenin üzerine yastıkları atarken.
“Çarpmadan tuttum onu.”
Sayfa 243Kitabı okudu
Natalie bir ona bir de diğerine bakıyordu. Beyni durmuştu
sanki. Karşısında duranları idrak edemiyordu. “Ne?”
Sayfa 242Kitabı okudu
“Hayır. Teşekkür ederim.” Blake, Natalie’ye “bebeğim”
demezdi. Güzel Kalçalı derdi. Belki de karışıklığa neden olmamak
için hayatındaki kadınlara farklı isimlerle hitap ediyordu.
“Belli ki rahatsız ediyorum.”
“Bir saat önce bitirdik. Şimdi maçı izliyorduk.” Kadın
arkasına baktı. “İşte, geliyor.”
Bitirdik mi? Natalie hissettiği acı, öfke ve utanç duygusundan
boğulmak üzereydi. Tam ağzını açıp onunla tanıştığı
ilk gün onun aşağılık bir pislik olduğunu düşünmekte haklı
olduğunu söylemek üzereydi ki, Blake’in bir kopyası Blake’in
arkasında belirdi.
“Bugün seni görmeyi beklemiyordum,” dedi ikinci
Blake. Bu, Blake’in tişörtü koyu maviydi.
Sayfa 242Kitabı okudu