Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Raşit Fidan 

0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
301
Görüntülenme

Raşit Fidan  Gönderileri

Raşit Fidan  kitaplarını, Raşit Fidan  sözleri ve alıntılarını, Raşit Fidan  yazarlarını, Raşit Fidan  yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Plevne'den bir ses geldi O ses yüreğimi deldi Ah o günler ne güzeldi Ayrılmıştık otuz sene Şanlı meydan geldik yine. Plevne dedikleri küçük kasaba Rus askeri çoktur gelmez hesaba
GAZİ OSMAN PAŞA TÜRKÜSÜ Merdivenden indirdiler Han kayığına bindirdiler Kalk gidelim Osman Paşa Bizi şimdi öldürürler Kaleden toplar atılır Moskof İslama katılır Osman Paşa'nın elinden Beş on top birden atılır Karadeniz akar gider Akdenizi yıkar gider Şimdi Gazi Osman Gelir Moskovayı yıkar gider Karadeniz akmam diyor Akdenize bakmam diyor Yüzbin moskof gelmeyince Ben yerimden kalkmam diyor.
Reklam
TUNA MARŞI Tuna nehri akmam diyor, Etrafımı yıkmam diyor, Şanı büyük Osman Paşa "Plevne'den çıkmam!" diyor. Kılıcımı vurdum taşa, Taş yarıldı baştan başa, Namı büyük Osman Paşa, Askerinle binler yaşa.
Osman Paşa cesur muydu? "-Ne dediniz? Cesur mu? Cesur da söz mü a be evladım... Bir kere çok iyi nişan atardı... Uçan pireyi vuracak kadar.Teftişlerini kendisi yapar; uykusu az olduğu için her gece başka bir yaveri ile devriyesini, yoklamasını sık sık yapardı".
Heybeti yeter be!..
Günün birinde Arap Askerleriyle Arnavut Askerleri arasında bir kavga çıkar. Kavga büyür, isyan ve muharebe halini alır. İki kışla arasında yaylım ateşleri taati edilmeye başlanır. Saray telaş içinde... Abdülhamit telaş içinde... Kimse müdahaleye cesaret edemez. Nihayet Osman Paşanın vaka mahalline giderek isyanı bastırmasını Abdülhamit irad eder. Paşa, iki kışla arasındaki kurşun yağmuruna göğüs gererek tek başına garnizon meydanına gelir ve kükremiş bir aslan sesi ve heybetiyle "Ateş kes!" emrini verir. Paşanın şahsiyeti ve ölümü istihfaf edercesine verdiği bu emr-i kumanda derhal askerin maneviyatına tesir eder ve ateş kesilir, isyan bastırılır. Abdürrahman Şeref merhum, vakayı anlattıktan sonra: "-Evlatlarım!... Bu derece cesaret ve bu derece metanet ancak ecele inananların kârıdır" demişti.
Çok rahat çok profesyonel
Osman Paşa Vidin'de bulunduğu zamanlarda bir gün civar Balkanlarda arabasıyla teftişe çıkar. Sarp bir mıntıkada hayvanlar ürkerek birdenbire parlarlar ve arabayı bir uçuruma doğru sürüklemeye başlarlar. Arabacı müdahaleden, yaveri yardımdan aciz kalır. Uçurum yakın ve ölüm muhakkaktır. Bu anda Paşanın verdiği ani bir karar imdada yetişir. Birbirini takiben iki tabanca sesi ve iki beygirin ani ölümü... Bu karar ve hareket, yarının Türk Tarihine maledeceği büyük evladını muhakkak bir ölümden kurtardı.
Reklam
Askeri Deha
Askeri alanda göstermiş olduğu başarı, onun Amerikan iç savaşını çok yakından incelemiş olduğu yorumlarını doğurmuştur. Oysa ki toprak istihkam savunması ve siper muharebesini Gazi Osman Paşa'nın bizzat kendisi keşfetmişti. Plevne Muharebeleri yirminci asrın en mühim savunma savaşı olarak değerlendirilmiş, yaptırdığı istihkamlar (hendekler) model olarak incelenip Avrupa Harp Akademileri'nde okutulmuştur.
Bir müddet sonra Sultan II. Abdülhamid Han'ın teşebbüsleri neticesinde Rusya'dan İstanbul'a döndü. İstanbul'a gelişte halk tarafından büyük sevgi ile karşılandı. Sultan II. Abdülhamid Han, göz yaşları içinde alnından öptü ve kendisine; "Sen benim yüzümü bu dünyada ak ettiğin gibi, Allah'da senin yüzünü iki cihanda ak etsin" diye dua etti.
Gazi Osman Paşa'nın bir koltuğuna doktoru Hasip Bey ve diğer koltuğuna da Maiyyet Ağası Yunus Ağa girmiş ve İmparator'un bulunduğu evin kapısına varıldığı zaman 150 kadar Rus subayının: "Bravo Osman!" şeklindeki tezahüratlarıyla karşılanmıştı.
40 bin piyade, 1200 süvari, 2128 subay ile Ruslara esir düşen Gazi Osman Paşa'nın yarası, Viz Suyu kenarında bir evde sarılırken, Rus Generali Ganetski tarafından esir alındı. Az sonra Rus Başkumandanı Grandük Nikola askeri tören yaptırarak, askerlik ve esirlik kaidelerine aykırı olmasına rağmen, Osman Paşa'nın kılıcını iade etti. Heyecan ve samimiyetle takdir ve parlak savunmasından dolayı tebriklerini bildirdi. Azami hürmet göstermeye çalışan Nikola, Osman Paşa'ya: "Şu anda yeryüzünde bu kılıcı şerefle taşımaya hakkı olan tek insan sizsiniz" demekten kendini alamadı.
Reklam
Gazi Osman Paşa Ruslara aman vermezkene
Rus Çarı, Romanya Prensi Birinci Carol'e yardım için şu tarihi telgrafı çekti: "İmdadımıza gel! İstediğin gibi, istediğin yerde, dilediğin şartlarla Tuna'yı geç! Acele Plevne'de yardımımıza yetiş! Türkler bizi mahfediyorlar! Hıristiyanlık, davasını kaybetmek üzeredir!" Rumen Kralı Carol bu yardım talebi üzerine, 3 piyade, 1 süvari tümeni ve 108 topla Rus Ordusuna katıldı. Bu yeni ordunun kumandanlığına Carol, kurmay başkanlığına da Rus Generali Todleben getirildi. Rus-Rumen ordusu 4 Eylül de Plevne karşısında mevzilendi. 7 Eylül'de Plevne'ye karşı topçu ateşi başladı ve üç gün sürdü. 11 Eylüldeki II Rumen ve 3 Rus Taburunun saldırısı püskürtüldü. Bu harekatta Ruslar 16.000, Rumenler 5.000 kişilik kayıp verdiler.
Sultan Abdülhamid, Gazi Osman Paşa'nın oğullarını, kendisine iltifat olmak üzere, şehzadelerin okudukları okula kabul ederek tahsillerini orada sürdürmelerini sağlamıştır. Daha sonra ise iki oğluna hem müşirlik (mareşallik) rütbesi vermiş ve hem de iki kızıyla evlendirmek suretiyle onları kendisine damat etmiştir.