Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Recep Çetintaş

9.8/10
4 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
898
Görüntülenme

Recep Çetintaş Sözleri ve Alıntıları

Recep Çetintaş sözleri ve alıntılarını, Recep Çetintaş kitap alıntılarını, Recep Çetintaş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(en-Nisa 4/59.) Tefsiri.
İbnü'l-Kayyım el-Cevziyye, bu ayetin ifade ettiği mana ile alakalı olarak şunları kaydeder: "Allah kendisine ve Resûlü'ne itaati emrederek Peygamber'e itaatin, emrettiği hükümleri Kur'ân'a arzetmeksizin mutlak olarak farz olduğunu bildirmek için "اطيعوا=itaat edin" fiilini tekrar etmiştir. Peygamber birşey emrettiği zaman, onu Kur'ân'a arzetmek şöyle dursun, emrettiği şey Kur'an'da bulunsun veya bulunmasın ona itaat mutlaka vaciptir. Çünkü ona 'Kitap' ve onunla birlikte bir de misli verilmiştir. Fakat "ulü'l-emr'e" gelince; onlara kayıtsız şartsız mutlak itaati emretmemiştir. Aksine onlara ancak Peygamber'e itaata bağlı olarak itaat edileceğini bildirmek için "اطيعوا= itaat edin" fiilini hazfederek (kaldırarak) onlara itaati Peygamber'e itaatin muhtevası içinde kabul etmiştir. Dolayısıyla "ulü'l-emr"den herhangi birisi Peygamber'e itaati emredecek olursa, ona itaat vacip, her kim de Peygamber'in getirdiği hükümlerin aksini emredecek olursa, onu ne dinlemek, ne de itaat etmek söz konusudur." (İlâmül-muvakkiin an Rabbil-alemin (thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid), Beyrut, 1977, 1, 48.)
Sayfa 21
Hz. Ömer (r.anh) şöyle dedi: "Sizin hakkınızda iki tip insandan korkarım: Biri, olmayacak şekilde Kur'an'ı te'vile kalkışan diğeri de kardeşiyle mülk yarışına girendir." İmam Şâtibî, el-Muvâfakât, 4. Cilt, 13.
Sayfa 94
Reklam
Müctehid imamların tamamı, Hz. Peygamber'in Sünneti'ne sarılmanın ve ihtilaf halinde Sünnete yönelmenin, sahibi ne kadar büyük olursa olsun, Sünnete aykırı olan görüşlerin terkedilmesinin gerekliliği hususunda ittifak etmişlerdir. Zira Resûlülah'ın dışında hiç kimse masum olmadığından müctehid de olsa, yanılması ve hata etmesi mümkündür. Bunun nedeni ictihad ettikleri bir mesele hakkında kendilerine sahih bir Sünnet nassının ulaşmaması olabileceği gibi, ellerine geçen nassın sıhhatindeki kusur ve zayıflık veya istinbat hatası da olabilir. İşte müctehid imamlar, bu gibi noktalarda, görüşlerinin ehlince sahih bir Sünnete aykırı bulunduğu tesbit edildiği zaman, o konuda israr etmeyip derhal Sünnete dön mesini tavsiye etmişlerdir. Zira mü'minler, Allah'ın Kitabı ve Resûlü'nün Sünnetine uymakla mükelleftirler.
Sayfa 29
Şüpheli ve tartışmalı olan görüşler söz konusu olunca izlenecek yol, onları Kur'an ve Sünnet'e arzetmektir. Kur'an bu hususa işaret ederek şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan emir sahiplerine (ulü'l-emre) de itaat edin. Bir hususta ihtilafa düşerseniz, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah'a ve Resûlüne havale edin. (Onların talimatlarına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir." (en-Nisa 4/59.)
Sayfa 21
Cuma ayetleri üzerinde düşünüldüğünde bu konuda ipucu olacak nitelikte üç husus dikkati çekmektedir. Birincisi, o gün namaz için ezan okunmaktadır. İkincisi, Cuma gününe mahsusen bir namaz kılınmaktadır. Üçüncüsü ve en önemlisi, Cuma günü namaza çağrı yapılmasıyla ilgili olarak ilk kez emir veriliyormuş gibi bir ifade kullanılmamıştır. Bilakis siyak ve sibaktan anlaşılmaktadır ki, namaza çağrı ve Cuma gününe mahsusen namaz daha önceden ifa edilegelmektedir. Ancak yanlış olan, Müslümanların, Cuma günü namaza çağrıldıkları zaman gevşek davranmaları ve alış-verişlerine devam etmeleriydi. Bu sebeple Allah Teâla bu ayeti, Müslümanların Cuma namazı ve Cuma hutbesinin önemini kavramalanı ve bunun farz olduğunu idrak ederek ezan okunurken vaktinde camiye gitmeleri için inzal etmiştir. Bu üç husus Hz. Peygamber'in sallallahu aleyhi ve sellem emirlerinin Kur'an'da belirtilmemiş olsa bile, Kur'an'da belirtilmiş gibi itaati gerektirdiği gerçeğini ortaya koyar. Zira bu ayet, sadece hz. Peygamber'in bu uygulamasının önemini vurgulamakta ve hassaten hutbe üzerine dikkatleri tevcih etmektedir. Bu gerçek, "şer'i hükümler sadece Kur'an'da beyan edilmiştir" diyen kimselerin yalnızca Sünnet'i değil, aynı zamanda Kur'an'ı da inkar etmiş olduğunun açık bir delilidir. Ebü'l-Alâ Mevdûdî, Tefhimü'l-Kur'an, İstanbul: İnsan Yayınları, 1989, VI, 272-273.
Sayfa 71