Roman Kahramanları Dergisi kitaplarını, Roman Kahramanları Dergisi sözleri ve alıntılarını, Roman Kahramanları Dergisi yazarlarını, Roman Kahramanları Dergisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Size, yaşanmış, gerçek bir hayatı yazın demiyorum. Çünkü hayat, okurken küçülse de yazarken büyür. O denli fazla ayrıntı vardır ki kıyılarda köşelerde, ne kadar çabalarsak çabalayalım ayrıntılan muhakkak kaçırdığımızı fark ederiz. Gerçek bir hayatın hikâyesini yazmak Tanrı'nın sınırsız gücüne yeni bir şahit eklemektir de. O yüzden yazarken istediğimizi değil, olanı yazmak zorundayız. Çünkü Tanrı'nın sınırsız iradesi karşısında bizim sadece hayal gücümüz vardır. Ve hiçbir öznel yargı, gerçekliğin sesinden daha tok ve emin konuşmaz. Ben size hayatın kendisi olun demiyorum. Hayata kulak verin, bir duvar dibinde onu seyredin ve anlattığınız hayatın bir ayrıntısı olduğunuzu unutmayın yeter.
"Olağanüstü zamanlarda yaşıyoruz, dedi Gustavo, şimdi insanlar dünyada olup biten bir sürü şeyden haberdar, içlerinde hatırlamak istediklerini seçebiliyorlar. Eskiden böyle değildi. İnsanlar babalarının bıraktığı dünyada yaşardı. Az da olsa hala var böyle tipler, mesela bunlar, tutundukça tutunuyorlar
Neye?
Ölülerine"
(Bedenlerin Göçü, 1991)
Baudrillard diyor ki "Artık büyümüyor, ur hâlini alıyoruz. Hızlı çoğalma toplumundayız, hiçbir belirgin hedefe göre kendini düzenlemeden büyümeyi sürdüren bir toplumdayız. Urlaşan bir toplum, kendi tanımına aldırmadan, kontrolsüz biçimde gelişen ve nedenlerin yitimiyle birlikte sonuçların yığıldığı bir toplumdur".¹
Rieux: İnsan bir düşünce değildir.
Rambert: O bir düşüncedir ve aşka sırtını çevirdiği andan itibaren güdük bir düşüncedir.
...Ve işte biz artık aşkı beceremiyoruz.
Franz Kafka, "Anlamaya başlamanın ilk işareti ölme isteğidir" der. Sonrasında ise 1924 yılında kalmakta olduğu sanatoryumdan bir arkadaşına şöyle yazar: "Sohbet ederek hiçbir şey öğrendiğim yok; çünkü tüberküloz (verem) üzerine konuşurken herkeste bir çekingenlik, kaçamak davranışlar ve donuk bakışlar ortaya çıkıyor." Nitekim bunu yazdıktan yalnızca iki ay sonra veremden dolayı ölecektir.
Unutulmamalıdır ki melodram, burjuvanın aristokrasiye karşı kültürel bir hegemonik alan inşa etmek adına, trajediyi bozarak ortaya çıkardığı bir türdür.