Merhaba,
Aylardır bir nevi kâbusun içindeyiz. Tam uyanacağımızı sandığımız anda galiba yeniden daldık. Tüm alışkanlıklarımız değişti, ezberlerimiz bozuldu. Tedirgin bir bekleyiş, belirsizlikle artan gelecek endişesi, insanların vurdumduymazlığına duyulan öfke, korunma ve sevdiklerimizi koruma çabası… Bunları yaşayan ilk insanlar biz değiliz, muhtemel ki son da olmayacağız. İşte tam da bu noktadan hareketle bu sayımızın özel dosyası hazırlandı: “Salgın Edebiyatı”.
Dosya editörümüz Sayın Altay Ömer Erdoğan’ın ve yazarlarımızın titiz çalışmasıyla oluşan “Salgın Edebiyatı” dosyamızda, 14. yüzyıldan günümüze kadar yayımlanmış, salgın hastalık dönemlerini anlatan 25 ayrı eser incelendi. Bu eserlerin kimi gerçekte yaşanmış salgın dönemlerini (Decameron Hikâyeleri’ndeki 1348 veba salgını gibi) fon olarak kullanırken kimi hayalî salgınlar ve distopik toplumlar (Körlük gibi) yaratıyor. İlginçtir ki her biri, içinde bulunduğumuz Covid-19 salgını sürecine dair zihinlerimizi açıyor.
Salgın dosyamızdan sonra, beş serbest incelemeye yer verdik. Danimarka edebiyatına ilişkin ilk serbest inceleme, bu ülke edebiyatını merak edenler için iyi bir başlangıç olacaktır. İstanbul’un Bir Yüzü, Derviş ve Ölüm, Üç Beş Kişi romanlarının incelendiği makaleler ve bu sefer “Kimi Anlatmalıyız?”a odaklanan Kurgu Poetik Yazılar serimizin dördüncüsü de “İçimiz dışımız salgın oldu!” diyecek okurlarımıza nefes aldıracaktır.
