The djinn—no, the daeva, she corrected herself—narrowed his eyes. “You’re some kind of thief, then?”
“That’s a very narrow-minded way of looking at it. I prefer to think of myself as a merchant of delicate tasks.”
“That doesn’t make you any less a criminal.”
"Geri döneceğim Nehri," diye söz verdi. "Sen benim Banu Nahide'msin. Bu benim şehrim." Yüzünde meydan okuyan bir ifade vardı. "Beni ikinizden de ayrı tutabilecek hiçbir şey yok."
"Bahçelerimizi Cennet'i yansıtacak şekilde tasarlarız."
"Cennet'in hazine ve yasak zevklere dolu olmadığını mı söylüyorsun?"
Cemşid güldü. "Galiba herkesin o yere dair kendine has bir tanımı var."