Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sabri Yetkin

Sabri YetkinEge'de Eşkıyalar yazarı
Yazar
8.7/10
7 Kişi
21
Okunma
1
Beğeni
699
Görüntülenme

Sabri Yetkin Sözleri ve Alıntıları

Sabri Yetkin sözleri ve alıntılarını, Sabri Yetkin kitap alıntılarını, Sabri Yetkin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Memurların yozlaşmasının nedenlerinden biri, sarayın ve II. Abdülhamit’in tutumuydu. Abdülhamit ‘in uyguladığı politika, yöneticilerin yetkisizleştirilmeleriydi.
Mültezimler(vergi toplayan), 19. yüzyıl ortalarında halkı soymak için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdi. En yaygın yöntem, ürünün satın alınmasını geciktirerek ürünün çürüyeceği korkusunu yaymak, böylece ürünü çok ucuz fiyattan ele geçirmekti.
Reklam
"Edilgen" konumda bulunan insanlar, "makûs talihlerini" ni yenemediklerinde ve "hakkın" verilen bir "lütuf" olmadığını anladıklarında; haklarını almak, "etken" olmak ve protestolarını ortaya koymak için isyan ederler, başkaldırırlar.
“...Karın örtmediği dar bir patika boyunca sol elinde bir kılıç, sağında bir değnek, çoğunun sırtında bir tencere, elbise demeye insanın dili varmayan pılı pırtı veya korkunç derecede eskimiş askeri üniformalar içinde, bin bir güçlükle dağ yoluna tırmanan zavallı insanlara rastlanır. Bu insanlar Osmanlı askerleridir.” 1891 yılında Doğu Anadolu’dan geçen Fransız gezgini Chole
“Kurt bunalırsa köye iner, Kul bunalırsa dağa çıkar.“
Osmanlı Devleti vergileri takdir ederken, küçük köylülüğe yüklenip büyük toprak sahiplerini kolladığı için, gelirler azaldıkça kırsal alanda vergi oranları artıyordu. Devlet borçları ağırlaştıkça, aşarın hazinenin toplam geliri içindeki payı daha çok artırılırdı. 1863-64 mali yılında aşar gelirlerinin toplam gelirlere oranı %34 iken, 1872-73 yılında bu oran %44'e ulaşmıştı. Osmanlı imparatorluğu'nun en kötü şartlar içinde yaşayan %70'lik köylü kesimi, toplam vergilerin %77'sini ödüyordu. Aşar:eskiden toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi.
Reklam
Yönetimin eşkıya olarak nitelendirdiği, aşağıladığı insanlar, pekala halkın umudu, sevgilisi olabilir. Çünkü ezilmiş yılmış, haksızlıklara uğramış halkın gözünde "erdemli" sosyal haydut, ezilmiş, yılmış yığınların sözcülüğünü yapan bir umuttur ve gelecek güzel günlerin hazırlayıcısıdır.
Aydın vilayetinden kaldırılıp Selanik'e sürgüne gönderilen elli üç kişinin imzasını taşıyan, 20 Ağustos 1910 tarihli belge: "On iki seneden beri eşkıyalıkta dolaşan Çakırcalı, istibdat döneminin ürünü olup, tüm kainatça tanınmış bir hayduttur. Çakırcalı istibdat döneminde ne zaman bir olay gerçekleştirse, kolluk kuvvetleri eşkıyanın
Sayfa 149Kitabı okudu
II. Meşrutiyet öncesi öncesi Çakırcalı ve çetesi, Avrupa'da özellikle Londra'da çok tanınmış bir eşkiyadır. Avrupa basınının Çakırcalı'ya büyük ilgi gösterip eylemlerini haber yapmasının yanı sıra Avam Kamarası'nın bile Çakırcalı'ya ilgi duyması Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi için olağanüstü bir olay sayılmalıdır.
Sayfa 61 - Tarih Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Eşkıya elbette ki politika, ekonomi, tarih ve felsefe bilgisi ve bilincine sahip değildir. Olamaz da.
Reklam
Toplum yaşamını biçimlendiren gerçek "insanın olumsuzluğa ve zora" boyun eğmeyeceğidir. Çünkü insan, olumsuzluğa ve zora başkaldırmanın ürünüdür.
Lütuflarla sürdürülen yönetimlerde adalet ve eşitlik söz konusu değildir.
Birinci Meşrutiyet öncesi, imparatorlukta durum hiç de iç açıcı değildi. Mithat Paşa, bu durumu şöyle açıklıyordu: Maliye iflas halinde idi. Rüşvet görülmemiş dereceyi bulmuştu. Hükümetin idaresine tahsis edilmesi gerekli gelir, sarayın kaprislerine yetişmiyordu. Valilikler ve diğer büyük memuriyetler, mabeyn tarafından rüşvet karşılığı ehliyetsiz ve açgözlü kimselere ihale ediliyordu. Memleket bu valilerin zulmü altında harap olup gidiyordu.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.