Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sabri Yetkin

Sabri YetkinEge'de Eşkıyalar yazarı
Yazar
8.7/10
7 Kişi
22
Okunma
1
Beğeni
735
Görüntülenme

En Yeni Sabri Yetkin Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Sabri Yetkin sözleri ve alıntılarını, en yeni Sabri Yetkin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kurt Bunalınca Şehre İner, Kul Bunalınca Dağa Çıkar!” (Türk Atasözü)
Batılılarca Türkler'in ''Robin Hood''u ve ''Dağların Kralı'' olarak tanınan Çakırcalı, eşkıyalık döneminde Batı kamuoyunca ilgiyle izlenmiş; onunla ilgili yazılar İtalya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Macaristan basınında yer almış, hatta İngiliz Avam Kamarası'nda bile bu ünlü eşkıya reisi ile ilgili tartışmalar yapılmıştır. İzmir'deki Fransız konsolosları da Çakırcalıya ilişkin raporları sürekli Paris'e göndermişlerdi ; özellikle başkonsolos Paul Blanc, Çakırcalı Efe'nin adi bir eşkıya olmadığını, yaptıklarının Alexandre Dumas'nın Üç Silahşörler'inin serüvenlerinin şüphesiz gölgede bıraktığınız, yoksul köylüye yardım ettiğini, köprü ve yol yaptırdığını söylüyordu. Konsolos yardımcısı Mösyö Dollot ise; ''Çakırcalı soylu bir eşkıyadır'' demekteydi.
Reklam
Zulüm gören, yoksulluğa düşen, arazisi elinden alınan, kavgası olan, kız kaçıran hükümete değil efeye geliyordu. Çakırcalı bir mahkeme, bir maliye, kısacası bağımsız küçük bir devlet gibi çalışıyor ve sosyal haydut tiplemesine uygun düşen rollerini eksiksiz oynuyordu.
Göçebenin dağda eşkıyası olmazsa bir kanadı kırık demektir.
Kamil Paşa'nın layihasında bölgedeki eşkıyalık hareketlerinin nedenleri ana hatlarıyla şöyle veriliyordu: - Vilayette asayişin sağlanması için gerekli önlem alınmamış ve bu olaylar önemsenmemiştir. - Mülki idarecilerin ''yolsuzlukları'' had safhada olup, ayrıca vilayetin büyüklüğü ve işlerinin yoğunluğuna oranla memurlar son derece yeteneksiz ve cahildir. - Vilayetin dağ ve ormanlarında genellikle Yörükler ve aşiretler yaşamakta olup, bu göçebe halk bir türlü iskan edilmemiştir. Bu göçebeler çetelere her türlü yardımı sağlayıp, yataklık yapmaktadırlar. - Aydın vilayetinde görevli jandarma taburları sayıca çok az olup, hiçbir işe yaramamaktadırlar.
II. Abdülhamit, zeybeklerin niçin eşkıyalık yaptığını ve sıkıntılarının ne olduğunu öğrenmek için Davutpaşa ve Maslak karargâhına gidip, zeybeklerle görüştü. Zeybekler, kendilerine ayan, eşraf ve devlet görevlilerinin yaptığı zulmü, soygunları ve adaletsizlikleri dile getirerek, bunların giderilmesini istediler II. Abdülhamit ise ülkenin başındaki savaş belasının giderilmesinden sonra, ülkede yaşanmakta olan tüm kötülükleri gidereceği ve ıslahat yapacağı sözünü verdi. *** Savaştan bölgelerine dönen zeybekler, uzunca bir süre sultanın vermiş olduğu sözü tutmasını beklediler. Kendilerine verilen sözlerinin tutulmadığını ve tutulmayacağını anlayınca geleneksel yaşam biçimlerine, bir başka deyişle eşkıyalığa döndüler.
Reklam
Osmanlı Devleti vergileri takdir ederken, küçük köylülüğe yüklenip büyük toprak sahiplerini kolladığı için, gelirler azaldıkça kırsal alanda vergi oranları artıyordu. Devlet borçları ağırlaştıkça, aşarın hazinenin toplam geliri içindeki payı daha çok artırılırdı. 1863-64 mali yılında aşar gelirlerinin toplam gelirlere oranı %34 iken, 1872-73 yılında bu oran %44'e ulaşmıştı. Osmanlı imparatorluğu'nun en kötü şartlar içinde yaşayan %70'lik köylü kesimi, toplam vergilerin %77'sini ödüyordu. Aşar:eskiden toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi.
“Kurt bunalırsa köye iner, Kul bunalırsa dağa çıkar.“
"Edilgen" konumda bulunan insanlar, "makûs talihlerini" ni yenemediklerinde ve "hakkın" verilen bir "lütuf" olmadığını anladıklarında; haklarını almak, "etken" olmak ve protestolarını ortaya koymak için isyan ederler, başkaldırırlar.
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.