Milletlerin ve medeniyetlerin, gelenekleriyle yaşadıkları kopuşlar —müellifimize göre- Batılılaşma gibi acı ve trajik bir tecrübe ile sonuçlanmıştır. Avrupalı saldırganların hareketlerinin etkisiyle millet ve medeniyetlerin başına gelen bu musibetin sonucu olarak toplumlar geçmişleriyle değişik alanlarda kopuşlar yaşamışlardır. Bu kopmaların sonucunda oluşan boşlukları ise dışarıdan gelen unsurlar doldurmuşlardır. Şöyle ki: Mahalli lisanlarla kopmanın neticesinde oluşan boşluklar Avrupa dilleri doldurmuştur. İslam inanç felsefesi olan kelam ve tevhid ilmi ile kopuşumuzdan oluşan boşlukları Avrupa'nın pozitivist, materyalist ve dinsiz felsefeleri doldurmuştur. İslam fıkhı ve şeriatı ile kopuşumuzdan doğan boşlukları ise Avrupa'nın pozitif, beşeri ve dinsiz kanunları doldurmuştur.”
Cabiri'nin İslam düşünce geleneğini enkaza çevirmek için kullandığı metodlar, kavramlar ve araçlar arasında farklılıklar bulunduğu doğrudur. Fakat hepsinin ortak noktası Batı kaynaklı olmalarıdır. Ve yine anılan metod, kavram ve araçların ortak noktalarının Avrupa'nın modern fikir düşüncesi ile dini birikim ve gelenekleri arasında büyük bir kopuş gerçekleştirmiş olmalarıdır.”
Cabiri, İslam düşünce geleneğini arkaya atma ve enkaza çevirme yolunda ilerlemeye devam eder ve “çeşitli alanlarda Avrupa modernleşmesini almanın zorunlu bir durum olduğunu” ilan eder.*
Cabiri konu ile ilgili olarak şunları söylemektedir:"Bizim Kur'an'ı nüzul sırasına göre sıralamamızdan maksat onun nassının/metninin Muhammed'i davetin ilerleyişi ile birlikte oluşumunu tanımaktır". Tam bu noktada Muhammed Imâra şu soruyu sorar: Kur'an, Muhammedi davetin ilerleyişini kaydeden bir tarihi kitap mıdır? Yoksa o, bireyler, milletler ve halklar planında tüm zamanları ve mekanları kuşatacak şekilde din, dünya ve ahiretin bir Hidayet kitabı mıdır? 'Yoksa Muhammed'i davetin akış ve ilerleyişi' Kur'an-ı Kerim kelimelerinden bir 'kelime' midir?
Bugün bir öğrencim burger kingin 350 liralık menüyü, 170 liraya düşürdüğünü söyledi. Bir de sms ile hediye göndermişler. "Yine de yemeyeceksiniz, gidin pilav, ayran yiyin!" Dedim.