Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Safiyyürrahman Mübarek Furi

Safiyyürrahman Mübarek FuriPeygamberimizin Hayatı ve Daveti yazarı
Yazar
9.3/10
56 Kişi
211
Okunma
10
Beğeni
2.805
Görüntülenme

En Yeni Safiyyürrahman Mübarek Furi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Safiyyürrahman Mübarek Furi sözleri ve alıntılarını, en yeni Safiyyürrahman Mübarek Furi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Cabir diyor ki: -“ Ya Resulullah! Ne üzerine sana biat edeceğiz?” dedik. Efendimiz: “1. Her durumda bana itaat etmeye, 2. Genişlikte ve darlıkta Allah yolunda harcamaya 3. İyiliği emretmeye ve kötülüğe mani olmaya, 4. Allah için gayret etmeye, Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasına aldırış etmemeye, 5. Size geldiğim zaman bana yardım etmeniz ve kendinizi, hanımlarınızı ve çocuklarınızı şerrinden koruduğunuz şeylerden beni de korumanız üzerine (biat edeceksiniz). Böylece cennete gireceksiniz” buyurdu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Cehennemin kapıcı meleği Malik’i gördü. Gülmüyordu. Yüzünde gülümseme alameti de yoktu. Ayrıca cennet ve cehennemi gördü. “Zulmederek yetim malı yiyenleri” gördü. Bunların deve dudakları gibi kalın dudakları vardı. Ağızlarına büyük taş parçası gibi ateşten bir parça atılıyor, arkalarından çıkıyordu. “Faiz yiyenleri” gördü. Büyük karınları vardı. Bu sebeple yerlerinden ayrılamıyormardı. “Zina edenleri” gördü. Önlerinde temiz, taze, güzel et ile pis, kokuşmuş murdar et vardı. Temiz ve taze eti bırakıl pis, kokuşmuş etten yiyorlardı. “Yabancı erkeklerle görüşen kadınları” gördü. Göğüslerinden tavana asılmışlardı.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
“Allahım! Kuvvetimin zayıflığını, çaresizliğimi ve halk üzerindeki güçsüzlüğümü ancak sana şikayet ederim. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Güçsüzlerin Rabbi sensin. Sensin benim Rabbim. Beni kime bırakıyorsun? Beni asık suratla karşılayan yabancılara mı? Yoksa işimi eline teslim ettiğin bir düşmana mı? Eğer bana karşı gazap etmediysen, ben hiçbir şeye aldırış etmem. Fakat afiyetin benim için daha engindir, daha hoştur. Gazabına uğramaktan veya azabına layık olmaktan, karanlıkları yırtıp aydınlatan, dünya ve ahireti selamete ulaştıran zatının nuruna sığınıyorum. Sadece sana iltica eder ve senin rızanı dilerim. Senden başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur.”
Sayfa 130Kitabı okudu
Onlar dünyanın, ahiretin yanında bir sivrisinek kanadı kadar değerinin olamayacağını biliyorlardı. Bu kuvvetli bilgi onlara dünyanın sıkıntılarını, zorluk ve acılarını basit gösteriyordu. Hatta bunlara üzülmüyorlar ve önemsemiyorlardı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Fakat o zavallılar, üzerine güneş doğan hiçbir varlığın onun daveti önünde bir sivrisinek kanadına bile eşit olamayacağını bilmiyorlardı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Suheyb b. Sinan er-Rumi (r.a) diyor ki: “Hz. Ömer Müslüman olunca İslâm ortaya çıktı. İnsanlar İslâm’a açıkça davet edildi. Beytullah’ın etrafında halkalar halinde oturduk. Beytullah’ı tavaf ettik. Bize şiddetle muamele edenlerden intikamımızı aldık. Yaptıkları şeylerden bazılarına cevap verdik. “
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Vallahi, Allah bana krallığı verdiğinde benden rüşvet almadı ki ben rüşvet alayım.
Sayfa 102 - Risale yayınlarıKitabı okudu
"Siret-i Nebî"
Peygamber Efendimiz'in (s.a.) bütün insanlığa sunduğu, insanları karanlıklardan aydınlığa kavuşturduğu ve kullara kulluktan Allah'a kulluğa çağırdığı mesajın özüdür...
Hayber’e Hareket : … Orduya yol gösteren kılavuzlardan biri: -“Ya Rasulallah!.. Ben sana yolları tarif edeyim, dedi. Birkaç yolun çalıştığı bir yol ağzında: “Ya Rasulallah! İşte bu yollardan herbiriyle istediğin yere ulaşmak mümkündür.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) bu yolların herbirinin ismini söylemesini emretti. Kılavuz: -“Birisinin ismi hazen ( üzüntü) … deyince Efendimiz bu yola girmedi. Diğerinin ismi şaş (sargı) deyince Efendimiz bu yolu da uygun görmedi. Öbürünün ismi hatıb (odun toplayıcısı)… deyince Efendimiz bu yolu da tercih etmedi. Huseyl: -“Geriye sadece bir yol kaldı.” deyince Hz. Ömer (r.a) -“Onun adı ne?” diye sordu. Huseyl: -“Merhab (hoşgeldin) deyince Efendimiz (s.a.v) bu yolu takip etmeyi tercih ettiler.
Sayfa 414Kitabı okudu
Refik-i A'lâ'ya!
Son dakikalarını yaşıyordu. Hz. Aişe onu kendisine yaslandırmıştı. Hz. Aişe: -"Allah'ın bana ihsan ettiği nimetlerden biri de Peygamberimiz'in (s.a.) benim evimde, benim günümde, benim sabahımda ve benim kucağımda vefat etmesidir. Allah onun ölümünde benim tükürüğümle onun tükürüğünü bir araya getirdi. O sırada kardeşim
Reklam
Gerçek iman tebessümü kalbi kaplayınca kalp dağ kadar sağlamlaşır. Bu sağlam imanın ve bu kesin yakînin sahibi, dünyada çektiği sıkıntılar ne kadar çok, ne kadar dehşetli ve ne kadar şiddetli olursa olsun, imanın yanında, meşakkatleri sel üzerinde yüzen yosunların muhkem setleri, sarsılmaz kaleleri yıkmaya çalışması gibi görür. İmanın tadı, itaatin lezzeti ve yakînin zevki karşısında bu güçlüklere aldırış bile etmez.
O,(sav) yaşayan ve yürüyen bir Kur'an'dı adeta
Evet... O, kendisine verilen ilahi mesajın en üstün tebliğcisiydi. O, ilahi davanın en yüksek temsilcisiydi. O, ilahi nizamın en güzel uygulayıcısıydı. O, sadece okumak ve dinlenmek için değil, aynı zamanda yaşanmak ve uygulanmak için indirilen Kur'an-ı Kerim'i en güzel şekilde yaşayan en üstün insandı. Onun ahlâkı "Kur'an ahlâkı" idi. Onun hayatı Kur'an'ın en güzel tefsiriydi. O, "yaşayan ve yürüyen bir Kur'an'dı adeta. O, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir "peygamber", hakka davet eden en güzel "davetçi" idi. Kızlarını toprağa gömecek kadar acımasız olan kavmini, karınca incitmekten bile çekinen ulvi bir nesil haline getiren en üstün "terbiyeci" idi. İlk İslâm devletinin "devlet reisi", en cesur ve en tedbirli "ordu komutanı" ve en adil "aile reisi” idi. O her şeyde tek örnek, tek önder, tek liderdi.
"Ey örtüsüne bürünen (Peygamber!) Kalk ve uyar!" (Müddessir Suresi, 1-2) Ve Rasûlullah kalktı. Bundan yirmi sene oturmamak üzere kalktı..
251 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.