Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saim Savaş

Saim SavaşXVI.Asırda Anadolu'da Alevilik yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
39
Okunma
0
Beğeni
1.026
Görüntülenme

En Yeni Saim Savaş Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Saim Savaş sözleri ve alıntılarını, en yeni Saim Savaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İran’dan gelen bazı kimseler(Safevi halifeleri), bu sene Osmanlı askeri “küffar üzerine gazâda olub” vilayet boştur, Şâh’ı seven şimdi belli olur, diyerek halkı isyana teşvik ediyorlardı.
Rivayete göre Pîr Sultan asılırken, taşlanması emredilmiş; herkes taş atarken musâhibi ve tarikat arkadaşı Ali Baba taş yerine gül atmış; bunu gören Pîr Sultan çok üzülmüş ve şu dörtlükleri söylemiş: “Şu kanlı zâlimin ettiği işler Garip bülbül gibi zâreler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fıskesi pâreler beni Pîr Sultan Abdalım can göğe ağmaz Hak’tan emrolmazsa irahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni”
Reklam
1492’de meczup bir dervişin II. Bayezit’e karşı giriştiği suikast teşebbüsüne kadar, Osmanlıların Erdebil merkezli Safevi Tarikatı mensuplarına ve onların Anadolu’daki temsilcilerine karşı genellikle sempatiyle baktıkları ve hatta diğer tarikatlara olduğu gibi onlara da bir takım mali desteklerde bulundukları söylenebilir.
Alevilerin Hz. Ömer düşmanlığı
Kızılbaş halifesi Pîr Nazar’ın, cemaat ile niçin namaz kılmadığı sorulduğunda, imamın isminin Ömer olmasını sebep göstermiş.
Alevilerin Ebubekir-Ömer-Osman düşmanlığı
Denizli’de Saruyatar Zaviyesi’nde toplanan ışıkların, zaviyeye gelen Ömer ve Osman isimli kimselere, “Bed nâmlardır” diye isimlerini değiştirmeyince ziyarete ruhsat vermedikleri belgelere yansımış.
Bizim tanrımız Ali’dir.
Niksar’dan Ali Kulu Abdal, Katırcı Deli İbrahim ve Emin Koca adındaki kişilerin; “bizim tanrımız Ali’dir ve namaz ve oruç Yezid’e gelmişdir ve namazımız kılınmışdır ve orucumuz tutulmuşdur ve bizim ka’bemiz İmam Hüseyin’in merkadidir.” Demeleri ilginç ayrıntılardır.
Reklam
Şah Kulu kendisini mehdi ilan etmişti
Şah-Kulu’nun nüfuzu o kadar artmıştı ki, taraftarları kendisini mehdi, peygamber, hatta Allah mertebesine çıkarıyor; şahın öldüğü ve Şah-Kulu’nun onun yerine geçtiği şâyiası yayılmış bulunuyor, memleketi ancak onun kurtarabileceğine inanılıyordu.
Şiilerin umudu Mehdi.
Osmanlu yanına kalır mı sandın Nice intikamlar alınsa gerek Mehdi çıkar ise nic’olur hâlin Heybetli küsleri çalınsa gerek. Gazi Mehdi bir gün Uruma çıkar Yezit kalesini hem burcunu yıkar On iki İmam’ın sancağın çeker Kırmızı tâç ile salınsa gerek Pir Ali der Mehdi ciğer yanığı Kırmızıdır donu yeşil sarığı Düzelim koşalım bahçeyi bağı Yezidler aradan sürülse gerek. Mehdi dedem gelse gerek Alî divan kursa gerek Haksızları kırsa gerek İntikamın ala bir gün.
O devirde bazı toplumlar, başlarına giydikleri giysilerin renklerine göre isimlendiriliyordu. Buna göre, Özbekler Yeşilbaş, Safeviler Kızılbaş, Osmanlılar Akbaş, Gürcüler ise Karabaş olarak anılıyorlardı.
Osmanlılar’da Doğu korkusu.
Celâlzâde Mustafa’nın, “Merhum Sultan Selim Han padişah olmasa, milk-i Rum elden gitmiş idi.” Sözü, Osmanlı devlet adamlarındaki psikolojik durumu açık bir sûrette göstermektedir.
73 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.