Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saim Savaş

Saim SavaşXVI.Asırda Anadolu'da Alevilik yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
39
Okunma
0
Beğeni
1.024
Görüntülenme

Öne Çıkan Saim Savaş Gönderileri

Öne Çıkan Saim Savaş kitaplarını, öne çıkan Saim Savaş sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Saim Savaş yazarlarını, öne çıkan Saim Savaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul'daki Venedik elçilerinin II. Bayezit döneminde İstanbul'a gelen Özbek elçisi dolayısıyla kaleme aldıkları raporlarından anlaşıldığına göre, o devirde bazı toplumlar, başlarına giydikleri giysilerin renklerine göre isimlendiriliyordu. Buna göre, Özbekler Yeşilbaş, Safeviler Kızılbaş, Osmanlılar Akbaş, Gürcüler ise Karabaş olarak anılıyorlardı."
Sayfa 7
Aşure, arabî aylardan Muharrem ayının onuncu gününün adı olup, Hz. Adem’in tövbesinin kabul olması, Hz. İbrahim’in ateşten kurtulması, Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuşması gibi islam tarihindeki bazı mühim hadiselerin bu günde meydana gelmiş olduğu rivayeti sebebiyle, bu güne kutsiyet atfedilmektedir.
Reklam
Toplumsal ayrışma...
Önceleri Osmanlı Devleti tarafından, Safevi Devleti ve bu devletin Anadolu'daki taraftarlarını küçümsemek için hakaret anlamında kullanılan "Kızılbaş" tâbiri, zamanla toplumsal farklılaşma ve kopmaları ardından yükselen önyargı duvarlarının bilgisizleştirdiği zihinlerde, gayri ahlâki çağrışımlar yapan bir kelime halinde telaffuz edilmeye başlanmıştır.
Sayfa 7 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Şeyh Haydar’dan itibaren Safeviye tarikatı mensupları için kullanılan “Kızılbaş” tabirinin, aynı zamanda bazen Safevi Devleti ve bazen de bu devletin hakim olduğu coğrafya için kullanıldığı; ancak zamanla sadece Anadolu’daki Alevi toplulukları için kullanılan bir terim haline geldiği anlaşılmaktadır.
Huzur içinde uyu ulu çınarımız...
Pîr Sultan'ın taşlanması emredilmiş; herkes taş atarken musâhibi ve tarikat arkadaşı Ali Baba taş yerine gül atmış; bunu gören Pîr Sultan çok üzülmüş ve taş yağarken şu dörtlükleri söylemiş: “Şu kanlı zâlimin ettiği işler Garip bülbül gibi zâreler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fıskesi pâreler beni Pîr Sultan Abdalım can göğe ağmaz Hak’tan emrolmazsa irahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni”
"Kızılbaş"
Burada kısaca Kızılbaş terimi üzerinde durmamız gerekiyor. İstanbul'daki Venedik elçilerinin II. Bayezit döneminde İstanbul'a gelen Özbek elçisi dolayısıyla kaleme aldıkları raporlarından anlaşıldığına göre, o devirde bazı toplumlar, başlarına giydikleri giysilerin renklerine göre isimlendiriliyordu. Buna göre, Özbekler Yeşilbaş, Safeviler Kızılbaş, Osmanlılar Akbaş, Gürcüler ise Karabaş olarak anılıyorlardı.
Sayfa 143 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Reklam
Pîr Sultan'ın, Sivas'ta Toprakkale'de mahpus olduğu ve yine Sivas'ta Hızır Paşa tarafından asılarak idam edildiği, halk hafızasında yaşayan rivayetlerden, yazılı kaynaklara aksetmiş bulunuyor.
Sayfa 57 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Çaldıran Savaşı’nda, Osmanlı ordusu savaş alanına geldiği zaman, askere 24 saat istirahat verilmesi teklifine karşılık Rumeli Defterdarı Pîrî Mehmet Çelebi, akıncılardan mühim bir kısmının Alevi ve Şiilerle taraftar olmaları sebebiyle, istirahat anında düşmanla anlaşma ihtimalinden dolayı, hemen savaşa girişilmesi teklifi kabul olunması, ilginç bir ayrıntı olarak dikkate alınmalıdır.
Osmanlı Devleti'nin, sözünü ettiğimiz coğrafyayı ele geçirip yerleşme aşamalarında ya da bazı isyanların bastırılması sırasında uyguladığı ve "istimâlet" olarak değerlendirilen, bölge insanını kazanmaya yönelik küçük bazı sosyo-ekonomik politikalarına karşın genellikle şiddetli bir cezalandırma politikası takip etmesi, sorunun daha da derinleşmesine sebep olmuş görünmektedir.
Sayfa 148 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Osmanlı Devleti'nin, bilhassa İstanbul'un fethinden itibaren bir imparatorluk haline gelip, İslâm dünyasının Sünnî karakterli en büyük gücü ve temsilcisi durumuna yükselmesinden sonra, Safevilerin dayanacakları temel güç, İslâm coğrafyasında yaşayan gayri Sünni kesimler olmuştur. Bu bakımdan Safevilerin, önceleri Sünni bir karaktere sahip iken, bilhassa siyasi amaçları ön plana çıktıktan sonra Şiî eğilimleri benimsemelerinin temel sebebinin, İslam dünyasındaki gayri Sünnî unsurların temsili meselesi olduğu söylenebilir.
Sayfa 139 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
76 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.