Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Santuri Ali Ufki Bey

8.8/10
8 Kişi
38
Okunma
3
Beğeni
814
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

3 okur beğendi.
38 okur okudu.
1 okur okuyor.
16 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sultan İbrahim'in kirişle boğdurulmasından sonra, adı geçen saraylarda toplu olarak gerçekleştirilen çıkma olayı vesilesiyle eski ve yeni mezun olan bu sipahiler birbirleriyle anlaşarak, efendileri olan Sultan İbrahim'in öldürülmesine neden olduklarına inandıkları yeniçerilerden öç almaya karar verdiler ve bu sebeple yeniçerilerle sipahiler arasında büyük bir çatışma çıktı. Sipahiler sadece ok ve yaylarını, kılıç ve mızraklarını kullanabiliyorlardı, yeniçeriler ise ateşli silahlara sahiptiler ve kendilerine siper olabilecek duvarların arkasına, odalara sığınabiliyorlardı, dolayısıyla sipahilere kıyasla üstün durumdaydılar. Sonunda sipahiler yenildiler ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Bir camiye sığınarak canlarını kurtarmak istedilerse de, birçoğu caminin içinde ve dışında vuruldu veya kılıçtan geçirildi.
Saraya aşk, halka yokluk kalmış.
Saraydaki ulema ve uygar kişiler Farsça yazılan şarkılara değer verir, türküleri ise halk beğenir. ... Farsça şarkıların konusu aşktır, türkülerde savaş, zafer ve yokluk konusu işlenir.
Sayfa 78 - Kitap Yayınları Pdf
Reklam
İçoğlanları yaz ve kış asla sudan başka bir şey içmezler. Olsa olsa yaz günlerinde suyu kar veya buzla soğutarak içerler. Bazıları bal veya kaynatılmış üzüm suyu [pekmez] satın alır ve suyla karıştırarak "şerbet" dedikleri tatlı bir içecek yaparlar.
İnsan büyük bir imparatorun oğlu oldu diye, hayata adım atar atmaz ölümü hak eder mi?
Sayfa 56 - Kitap Yayınları Pdf
Sarayda hiç kimse ne kadar yaşlı olursa olsun, sakal uzatma özgürlüğüne sahip değildir; bu genel bir kuraldır ve Türklerde çenede uzun bir sakal bırakılması, o kişinin hür ya da ev bark sahibi biri olduğunu gösterir.
Sayfa 47 - Kitap Yayınları Pdf
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
126 syf.
·
Puan vermedi
merhaba sevgili kitap severler, bu eseri okumamdaki neden Osmanlı devletinde ki saray ve padişahın yaşadığı alanı merak etmemden kaynaklanıyordu. Kitabı okuyunca gerçekten bazı konularda şaşırdım ve ilginç bulduğum noktalara rastladım. Türkiye de çok farklı medyanın ürettiği tarihi film veya dizi oluştuğunu görmekteyiz. Osmanlı devletini anlatan dizilerden büyük bütçeli olan Muhteşem Yüzyıl adlı dizi insanların aa denilen şaşkınlığa düşürmüş ve nasıl olur diye hayret ettirmiştir. Bu kitabı okuyunca bazı yerlerini daha iyi anlamamıza vesile oluyor. Yazarın her ne kadar bir "Müslüman olarak dinime ve peygamberime" yalan yanlış şeyleri atfetse-de onların gerçekliğini daha iyi bildiğim için olumsuz ruhta etkilenmediğimi söylemek isterim. Eğer ki Osmanlı devletinin saray ve harem ilişkisini anlamak isterseniz mutlaka okumanızı ve size faydalı olacağınızı söylemek isterim.
126 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
merhaba sevgili kitap severler, bu eseri okumamdaki neden Osmanlı devletinde ki saray ve padişahın yaşadığı alanı merak etmemden kaynaklanıyordu. Kitabı okuyunca gerçekten bazı konularda şaşırdım ve ilginç bulduğum noktalara rastladım. Türkiye de çok farklı medyanın ürettiği tarihi film veya dizi oluştuğunu görmekteyiz. Osmanlı devletini anlatan dizilerden büyük bütçeli olan Muhteşem Yüzyıl adlı dizi insanların aa denilen şaşkınlığa düşürmüş ve nasıl olur diye hayret ettirmiştir. Bu kitabı okuyunca bazı yerlerini daha iyi anlamamıza vesile oluyor. Yazarın her ne kadar bir "Müslüman olarak dinime ve peygamberime" yalan yanlış şeyleri atfetse-de onların gerçekliğini daha iyi bildiğim için olumsuz ruhta etkilenmediğimi söylemek isterim. Eğer ki Osmanlı devletinin saray ve harem ilişkisini anlamak isterseniz mutlaka okumanızı ve size faydalı olacağınızı söylemek isterim.
126 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
1610’da doğan Polonyalı Bobovski 1628’de Kırım Tatarlarınca tutsak edildikten sonra İstanbul’a getirilip iç oğlanları arasına katılmış ve zamanla sarayın baş müzisyeni olmuştur. Gördüklerini ve yaşadıklarını, özellikle iç oğlanların yaşamlarını anlattığı kitap. Yazar 1657’de saraydan ayrılmış, Mısır’a bir paşanın yanına gitmiş, sonra azat edilerek İstanbul’a dönmüş ve burada ölmüştür.