Sarah Chaney Gönderileri
Sarah Chaney kitaplarını, Sarah Chaney sözleri ve alıntılarını, Sarah Chaney yazarlarını, Sarah Chaney yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Normallik ve Anormallik…
“David Rosenhan "Kaygı ve depresyon vardır. Psikiyatrik rahatsızlık vardır," diyordu.
"Ama normallik ve anormallik, akıl sağlığının yerinde olması veya olmaması ve bunlarla ilgili konulan teşhisler çoğu insanın inandığı
kadar sağlam olmayabilir."
-Sarah Chaney, Normal’in Tarihi, İrene Kitap, syf: 89
Sayfa 89Kitabı okuyor
Normal insan tipi…
“Aslında normal bir bedeni, normal sağlığı ya da normal insan tipini neyin oluşturduğu sorusuna açık bir cevap yoktu. Tüm bunların belirlenmesi sosyal beklentiler ve tutumlara dayanıyordu; bunlar ise zaman içinde ve farklı kültürler arasında sert değişikler gösteriyordu.”
-Sarah Chaney, Normal’in Tarihi, İrene Kitap, syf: 47
Sayfa 47Kitabı okuyor
Normal...
“Normal hem kişisel hem politiktir.”
-Sarah Chaney, Normal’in Tarihi, İrene Kitap, syf: 47
Sayfa 47Kitabı okuyor
Sülük…
“1820’lere gelindiğinde sülük tedavisi Fransa’da çok popülerdi.”
-Sarah Chaney, Normal’in Tarihi, İrene Kitap, syf: 27
Sayfa 27Kitabı okuyor
1970'lerde yapılan "Deliler Arasında Akıllı Olmak" adlı ünlü psikiyatri çalışması... Yazar David Rosenhan "Eğer akıl sağlığı yerinde olmak ve olmamak diye şeyler varsa, bunları nasıl bilebiliriz?" diye sormuştu... Rosenhan'ın raporuna göre, sekiz "sahte hasta" Amerika'nın beş eyaletindeki çeşitli psikiyatri hastanelerine başvurdular. Hepsi sesler duymaktan şikâyetçiydi; bunlar tam duyulmayan ve "anlamsız", "boş", "patırtı" gibi sözcükleri tekrarlayıp duran seslerdi. Sahte hastaların tamamı hastanelere
kabul edildi. Çoğuna şizofreni teşhisi konuldu ve yedi ile elli iki gün arasında hastanede kalıp tedavi gördüler. Katılımcılar arasında Rosenhan'ın kendisi de vardı ve hepsine hastaneye kabul edildikten sonra "normal" davranmaları gerektiği söylenmişti. Hastane çalışanları hiçbirinin sahte hasta olduklarını düşünmemişti ama diğer hastalar konuya genellikle daha şüpheci yaklaşmışlardı. Taburcu olduklarında çoğu tedavi olmamıştı ama "hafiflemiş şizofrenileri" vardı.
Sayfa 90Kitabı yarım bıraktı
Güzellikle ilgili kültürel fikirler de değişti. Hindistan 1999 yılında güzellik konusunda süper güç haline geldi. 1994 ve 2000 yılları arasında "Miss Universe" ve "Miss World" güzellik yarışmalarını beş Hindistanlı kadın kazandı ve Güney Asya'da yeni bir güzellik endüstrisi doğdu.
Yine de günümüzdeki güzellik standartları beyaz bir bedenin ölçüleri ve şeklini yüceltmeye devam eder. Hindistanlı modeller, zayıf beyaz normun peşinde kilo veriyorlar. Güney Kore'de, yani dünyanın estetik başkentinde, kadınlar yüzlerini "ideal" beyazlığa uygun renge getirmeye yöneldikçe, beyazlatıcı krem ve ameliyatlar büyük bir sektöre dönüştü... İki yüzyıl süren bilimsel ırkçılık beyaz kadınları güzelliğin standardı haline getirdi ve bu kültürel pratik, çoğu zaman farkına varılmadan bugün hala devam ediyor.
Sayfa 60Kitabı yarım bıraktı
GELECEĞİN LİDERLERİ
"Bugün normal olan, yarın öyle olmayacak. Bireylere hastalıklı gelen, toplum için normal olabilir."
Sayfa 258 - Emile DurkheimKitabı okudu
HİSLERLE YAŞAMAK
Yapılan bir çalışmaya göre, Papua Yeni Gine'nin uzak adalarından birinde yaşayan insanlar, Batılıların "korkulu" yüz ifadesini öfkeli ve tehditkâr olarak yorumluyor. Peki kaçımız günlük hayatta basit, diğer duygularla iç içe geçmemiş şeyler hissediyoruz? Profesyonel oyuncuların yaptığı duygusal ifadeleri kullanan 2021 tarihli bir çalışmaya göre "yüz hareketleri ve duygu algısı duruma göre değişir ve duygusal ifadelerle ilgili stereotiplerle sınırlı kalmaz."
Sayfa 198Kitabı okudu
HİSLERLE YAŞAMAK
Bu yabancının heyecanımın nesinin aşırı olduğunu düşündüğünü hiçbir zaman tam olarak anlamadım. Ama bugün hâlâ çoğumuzun coşkulu duygularla, özellikle de tanımadığımız insanların coşkulu duygularıyla ilgili çekinceleri vardır. Polonya'da tanımadığınız insanlara gülümsemenin anormal bir davranış olduğu düşünülür, Krakow'a yaptığım bir ziyaret sırasında asık suratlı asistanlar benim otomatik gülümsemelerimi hayretle karşılayınca bunu zor yoldan öğrenmiş oldum. Duygular özenle muhafaza edilmesi ve sadece seçilmiş bir azınlığa gösterilmesi gereken şeylerdir. Britanyalılar bazen yalnızca yalanlar duymak ister; birbirimize her gün sunduğumuz "İyi günler!" dileklerindeki samimiyetsizlik gibi. Yakın zamanda duyguları açıkça ifade etmek ya da kendimize "dürüst" olmak önemsenmeye başlamış olsa da ulus olarak hâlâ "ne olursa olsun soğukkanlı ol" idealinin tarihsel ve duygusal akşamdan kalmalığını yaşıyoruz.
Sayfa 196Kitabı okudu