Yeniden omzunu okşama riskini göze aldım. "Biliyorum. Gerçekten zor. Öğrendiğimizde daha kolay olacak, o zaman hiç değilse plan yapabileceğiz."
"Ve onu eve mi getireceğiz?"
"Evet. Onu eve getireceğiz."
Sorusunun havada asılı olduğunu duyuyordum: Ya bir daha eve gelmezse? Ya ne olduğunu hiç öğrenemezsek?
"Ertesi hafta neden yine biraz sabah vardiyası almayı planladığını biliyordum... Kendisini orada olmayan ve belki bir daha dönemeyecek bir çocuğun odasını toplar halde bulmaya cesaret edemediği için."
Onun eşiğinde durduğu yerde, suyun ve toprağın kıyısında, hayatla ölüm arasındaki zaman ve boşlukta tutmak da sanatlarının bir parçası; artık yaşayanların arasına dönmek için çok geç, tam anlamıyla ölmenin ise henüz vakti değil.