9 öyküden oluşan bu kitabın felsefe ile harmanlanmış bir anlatımı var diyebiliriz. Detaylı betimlemeleri okumayı akıcı hale getirse de kapalı anlatımından dolayı yer yer kopukluk yaşanabiliyor. Karakterlerin içsel çatışmalarına, çevre ile uyuşmazlıklarına gündelik hayatın genel sıkıntıları çerçevesinde tanıklık ediyoruz.
Genel olarak özlem ve sorgulama temaları hakim. İlk öyküyü okurken dikkatimi toparlamakta zorlanmış olsam da sonraki öyküler daha kolay anlaşılabilir geldi bana. Geriye dönüş ve olaya ekstra açıklamalar da yapılıyor.
Okurken birden fazla tür okuma keyfi yaşatan kitapları çok seviyorum. Fazlasıyla iç monolog tekniğinin kullanıldığı bu kitap da öykü deneme karışımı bir okuma süreci yaşatıyor bize. Ne tamamen olay ne tamamen düz anlatım. Olaylar bir gözlemci gibi kişinin kendi ağzından anlatılırken sanki başka birinden de güzel bir sohbet dinliyor gibiyiz.