Okuduğum en doyurucu, en kendine hayran bırakan kitaplardan birisiydi "Kara Filmler". Sinemada bir tür olarak görülüp görülemeyeceği tartışılan ancak her dönem ufak tefek değişikliklerle kendine yer bulmayı başaran bir yaklaşımı başarıyla anlatmış yazar.
Film noir, yani kara film, Hollywood'un alışılan sinemasına nazaran daha dürüst, daha kaba ve daha karanlık bir tablo sundu. İlk dönemlerinde dedektiflik hikayeleriyle beslenen sinema, içimizdeki yok etme arzusunu, şiddet, korku ve endişe gibi duyguları, tüm karamsarlığıyla ortaya koydu. Mutsuz aileler, melek yüzlü şeytan kadınlar, maço erkekler, kötülüğün kol gezdiği mekanlar filmlerin değişmez unsurları arasında yer aldı.
Özellikle 80'li yıllardan sonra film noir, yerini neo noir'ye bıraktı. Bu dönemde David Lynch, Coen kardeşler, David Fincher, Quentin Tarantino vb gibi yönetmenler, insana hayatı ve gerçekliği yeniden sorgulatacak kara film örneklerine imza attılar. Yazar, kitabın ilk bölümünde de bu yönetmenlerin filmlerini kara film anlayışı üzerinden anlatmayı seçmiş.
Neo-noir'dan sonraki dönemse future noir oldu. Cyberpunk kavramını da açıklayarak, daha çok distopik bilimkurgulardan yola çıkan future noir örneklerine değinmiş yazar.
Sadece bir sinema kitabı olmadığını, içinde edebiyattan felsefeye müthiş bir bilgi deposu olduğunu söyleyebilirim bu eserin. Okumanızı tavsiye ederim.
