Selda Tan Özdemir Sözleri ve Alıntıları
Selda Tan Özdemir sözleri ve alıntılarını, Selda Tan Özdemir kitap alıntılarını, Selda Tan Özdemir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğru yoktur, yanlış yoktur, yalnızca popüler düşünce vardır.
Yabancılaşmak bazen bu evrenselliğin içinde yitip gitmemek için tek seçenektir. Çünkü yaşamı anlamak olanaksızdır ve eninde sonunda bu sistemin içinde insanlar yozlaşacaktır.
Dün bugünün çığlıklarını hazırladı
Yarının sessizliği zafer ya da acıdır
İçin!
Çünkü nasıl ve neden geldiğinizi bilmiyorsunuz . .
İçin!
Çünkü neden ve nereye gittiğinizi bilmiyorsunuz . . .
Ruh yoksunu uzmanlar, yürek yoksunu hazcılar; bu hiçler, daha önce hiç kullanılmamış bir uygarlık düzeyine ulaştıklarını zannederler.
Düşünmek, kişinin her an gerçekten düşünüp düşünmediğini kontrol etmesinden başka bir şey değildir artık.
Theodor W. Adorno
Gelecek geliyor, hazır olun
Hazır olun katilama
Her şey kayıp gidecek . . .
Kırılacak Batının kadim şifresi
özel yaşamınız saçılacak her yana
Hayaletler gezinecek ortalıkta
Ateşler yanacak yollarda ve beyaz adam dansedecek
bir kadın göreceksiniz başaşağı asılmış yüzünü örtmüş olacak sarkan elbisesi
ne kadar şair müsveddesi varsa toplaşarak etrafına
Charlie Manson'u taklit edecekler ve beyaz adam dansedecek
Geri verin bana Berlin Duvarı'nı Stalin'i ve St Paul'u verin
Verin bana isa'yı ya da Hiroşima'yı bana verin
Doğmamış çocukları öldürün
Sevmiyoruz artık çocukları
Gelecek geliyor, hazır olun
Hazır olun katlıama
TÖVBE ET dediklerinde
Her şey kayıp gidecek . .
Gözleyerek iradeyi ele geçirdiğini sanan sistem, işlevlerini sekteye uğratan her başkaldırıyı yok ederek çözer, zira kusursuz bir sistem için toplumun kusursuz bir makine gibi kitleselleşmiş olması, böylelikle de duygularından soyutlanmış olması gerekir. Duygularını alışkanlık haline getirerek, seri bir sorunsuz sistemi sürdürebilme yetisine sahip toplum ise varlığını daim kılar, yaralanmaz, darbe yemez.
İnsana maskesini çıkarmasını öğütlemiyorum (bu maskenin ardında yüz yok), ondan istenebilecek şey, durumundaki yapaylığın bilincine varması ve bunu itiraf etmesidir.
Yapaylığa mahkumsam . . Eğer kendim olmama hiç izin verilmediyse . .
An bedbahtlarıyız. Herkesin zamanı kutup ayısı.
Prometheus Tanrılardan ateşi çaldığından bu yana, zaman üzerine düşünen insanoğlunun en büyük arzusu kendi çağından kopup geleceğe ya da geçmişe gidebilmek, tersine çevrilemeyen zamanı tersine döndürebilmektir.
36-42 26-45
Alçaklıkların gölgesinin düştüğü , mahremiyetlerin kökünden kazındığı, kayıtsızlığın sinsiliğe dönüştüğü bir dünyadır yaşanılan. Vahşi cinayetler tekrarlanacak, yalnızca celllatlar ve kurbanlar kimlik değiştirecektir.
Sakatlanmış hayatlar toplamıdır artık yaşanılan, sokaklarda yaşanılan ise toplumsal koma . . .
Uzak mı gelecek?
Teknolojinin boğduğu bir gelecekte insanoğlu konrol altındadır, kimliksizdir, bastırılmıştır, duyguları yok olmuştur. İnsanoğlu kendi imar ettiği uygarlıktaki tüm işleyişini, yarattığı makinelere teslim etmiştir. Teknoloji bombardımanı altında düşler yok olmuş, böylece insan kendinden yoksun kalmıştır.
Önemli olan gerçekler değil, onların anlamlarıdır.
Ve gerçeklerin anlamı yoktur.
Herkes içinde kendi cehennemini taşır, zira yok etmeyenler yok edilirler . . .
Coen filmlerinin merceğinde öyle ya da böyle bir karanlığa saplanıp çırpınan, hiçbir yerin yerlisi olamamış, sonsuza dek hayata yabancı kalacak karakterler vardır. Onlar, olaylardan çok arsız kapitalist düzenin içinde ödlek, inancını yitirmiş, umudu lekelenmiş yalnız insanların, noir kurallarına uygun bir şekilde güvensizlikle beslenen, kan ve gözyaşı içindeki trajedilerini anlatmayı severler. Filmografilerindeki en samimi örnek sayılabilecek Fargo'da( 1996) filmin gerçek olaylara dayandığı ve yaşayanlara saygı duyulduğundan adlarının değiştirildiği ama geri kalan her şeyin olduğu gibi aktarıldığını söyleyerek yine Coenvari bir oyunculuk ve çocuksulukla filmlerini açarlar.