Öne Çıkan Serkan Akgöz Gönderileri
Öne Çıkan Serkan Akgöz kitaplarını, öne çıkan Serkan Akgöz sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Serkan Akgöz yazarlarını, öne çıkan Serkan Akgöz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Hazreti Mevlana diye her yıl Konya'da andığımız Türk düşünürünün Fars dilini sırtlayıp Konya'ya taşımasıdır. Mevlana'ya Hazret sıfatını uygun görenler niçin Türkçe düşünen, Türkçe konuşan ve Türkçe yazan Hacıbektaş Veli'yi, Yunus Emre'yi, Pir Sultan Abdal'ı aynı sıfatla anmazlar.
Sayfa 98Kitabı okudu
İnsanın gerçek ana yurdu ana dildir. Ben ana dilimin sınırlarında nöbet tutarım
Albert Camus
Sayfa 73Kitabı okudu
Artık neşe kalmadı gözde de, gönülde de
Atsız öldü... Bir güneş battı bizim belde de
Mustafa Kayabek
Sayfa 111Kitabı okudu
"Erlik ululuktan yana,
Tanrı Kürşattan geridir."
Sayfa 94Kitabı okudu
"Anadolumuzun yüksek dağlarından Kafkasyamızın doruklarına sêlam.
Tanrı Türk'ü korusun."
Sayfa 53Kitabı okudu
Yarınların, çoluk çocuklarımızın haklarını yediğimiz için günahkârız.
Sayfa 107Kitabı okudu
"Tarihin en iğrenç, en rezil işi:
Atsız'ın yetmişte hapse girişi..."
M. Kayabek
Sayfa 63Kitabı okudu
"Türkçülük çilesine ortak olmasam ben Kayabek olmazdım."
Sayfa 10Kitabı okudu
Türkçemiz sonsuza kadar dudaklarda gülümsesin, gözlerde, gölerin içinde gülsün. Ve gülerken yanaklarda güller açılsın...
Sayfa 71Kitabı okudu
En kötüsü, en acısı, en ağırı, en bağışlanmazı, adlarımızı, şanlarımızı oyduğumuz taşlarda bırakıp Arap'ın Kâbe'deki putlar kırıldığında da aynı adları taşıyan Arap adlarına kurban etmiş, Arap şalına sarmış, sarmalamış, büründürmüşüz. Çöl sarığıyla, çöl yaşmağıyla başımızı ve usumuzu bağlamışız. Çağrı ve Tuğrul kardeşlerin Dandenekan utkusunun ışığında İran topraklarında kurulan Türk Selçuklu Devleti'nin Sultan Alpaslan ve Sultan Kılıçaslan'dan sonra gelen devlet yönetimine, devletin başına Nizâmülmülk adında Fars asıllı bir vezirin gelmesiyle başlayan Fars ekininin benimsemesiyle, sultanların adı ile birlikte Türk dili de saraydan kovulmuş, yerine Fars dili devlet dili olarak gelip oturmuştur. Artık tarih, Selçuklu sultanlarının adlarını, şanlarını Alaaddin Keykubat, Gıyasettin Keyhüsrev, İzzettin Keykavus olarak yazmağa başlayacaktır. Türk bilincinden yoksun, usundan uçup giden bu şuursuz değişiklik, daha doğrusu bu yozlaşma, Türk Tarihi'ne divitinde altın ile karılmış mürekkebe değil, ziftle karılmış mürekkebe batırılan kamış kalemlerin yazdıkları kara, kapkara bir lekedir...
Sayfa 97Kitabı okudu