Lakin insan;aklını,kalbini,vicdanını unutmuş,bir var bir yokmuşcasına yaşıyordu.Kendini inkar etmiş,aslını yitirmişti.İçinde şuur güneşi batmış,gaflet karanlığı her yanı sarmıştı.
Hz. Aişe;
En çok kimi seviyorsun?
Efendimiz (sav) ;
"Seni"
Hz. Aişe;
Ya Resûlullah, beni nasıl seviyorsunuz
Efendimiz (sav); Kördüğüm gibi
Yani Açılmaz, çözülmez, değişmez bir sevgi ile
Hz. Hatice'den Hz. Fatıma tü'l Zehra 'nın doğumuna ilişkin şükrü,
" Bizi yoktan var eden Allah'a hamd olsun. O' nun inayeti sebebiyle elime aldığım bu çocuğun şükrünü ifâ etmekten acizim. O' nu şeref ve üstünlük çepeçevre kuşatmıştır...
Hem vermeyi hem de verdiği insanları ıslah etmeyi gözeten Hz. Esma, aslında cömertliği ile müslümanlar arasında huzuru da temine çalışıyordu.
Yoksa hedefi sadece elindekini hayır için sarf edip, kendi yararına sevap devşirmek değildi.
O, yaptığı yardımlar ile birkaç faydayı gözetiyor, yardımlaşmanın toplumsal önemini göz ardı etmiyordu...
Allah'ın sonsuz rahmet ve sellemı onun üzerinedir.
O görevini tamamlamış ve kendisinden sonra gelenlere devrrtmeştir. Onun taşıdığı sancağı layık olduğu semalarda taşımak, sevenlerinin boynundaki bir yük veya vebal değildir. Bu bir şeref madalyasıdır ve en çok sabır, sebat ve Hüsn-ü ahlâk timsali hanımefendilere yakışır..
Hz.Âdem:
“Sen kimsin?” diye sorunca Hz.Havva:
“Ben kadınım.” diye cevap verir. Sorularına devam eden atamız Hz.Âdem bu defa,
“Sen niçin yaratıldın?” diye sorar.
“Sen benimle gönül süruru bulasın sükûnete eresin, ben de seninle gönül süruru bulayım sükûnete ereyim, birbirimizin gönlünü hoş edelim diye...”