Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Susan Brownmiller

Cinsel Zorbalık yazarı
Yazar
9.8/10
4 Kişi
12
Okunma
0
Beğeni
973
Görüntülenme

Susan Brownmiller Gönderileri

Susan Brownmiller kitaplarını, Susan Brownmiller sözleri ve alıntılarını, Susan Brownmiller yazarlarını, Susan Brownmiller yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«Erkek maymun ,gerçekte dişinin çağrısı ve işbirliği, isteği olmadan çiftleşemez. Maymun topluluğunda ırza geçme, fuhuş ve dahası edilgen boyun eğme gibi şeyler görülmez."
hayvanlar daha medeni
hiçbir hayvan bilimcisi hay­vanların doğal çevresi olan vahşi doğada birbirlerinin ırzına geçtiklerini gözlemlememiştir. Hayvanlar ale­minde, en yakın akrabalarımız olan türde primatlar da içinde olmak üzere cinsellik, daha uygun biçimde «Çiftleşme» diye adlandırılır ve dişinin verdiği biyo­lojik işaretlerle başlatılan devirli bir eylemdir. Çift­leşme görüleceği gibi, dişinin kösnüme, kızgınlık devresince başlatılıp «denetlenir», Bir türün dişisi be­lirli dönemlerde kızışıp fiziksel belirtiler gösterince çiftleşmeye hazır demektir ve erkeğin ilgisi uyanır.
Reklam
kadını mülk gören anlayış
Kendi lekelenmesinin sorumlusu sayılan İbrani kadını gibi İbrani kızına da el değmemiş bedenini koruma görevi yüklenmişti. Bir erkek bir bakirenin kentin duvarları içinde ırzına geçmişse, her ikisi de taşlanarak ölme yazgısını paylaşırdı, çünkü büyükler, kız bağırsaydı kurtarılabilirdi düşüncesini ileri sürerdi.
TANIK İ FADES İ : Beni hemen sitenin polisine götürdüler. Polisler bana, ·Adam erkek arka . daşın mıydı? Onu tanıyor muydun?» gibi sorular sordular. Ben isterik durumdaydım, 12 yaşındaydım ve bu gibi şeylerin insanların başına gelebileceğini bile bilmiyordum. Her neyse, bundan sonra beni karakola götürdüler, ve orada dört dedektif beni bir odaya alıp adamın penisinin uzunluğunu sordular; sanki ölçmem gerekiyormuş gibi. Gerçekte «Aletinin uzunluğu ney . di?» dediler. Bıçağı belirtiyorlar sandım; nasıl bilebilirdim? İstediklerini söyleyemezdim çünkü gerçekten hep bıçağa bakmıştım. 1972'de New York Polis Akademisi'nde, başkomiserliğe yükselmek için eğitim gören polis komiserlerine bir seminer düzenlemek üzere çağrıldım. Irza geç. me konusunda konuştum ve bir araya toplanmış otuz erkeğin kahkahaları ve yuhalamalarıyla karşılaştım. Bir komiser, «Tatlım, gerçekten ırza geçme diye bir ş-ey olduğuna inanmıyorsun değil mi?,, diye seslendi . .. sen inanmıyor musun?» ..:Hayııır,» diye bir ağızdan yükseldi yanıt. Seminerden aylar sonra Greenwich Village'deki polis karakoluna uğradım ve bir komiser yardımcısından ırza geçme istatistiklerini göstermesini istedim. Kibarca i s . teğimi yerine getirdi. O ayın içinde, otuz beş ırza geçme şikayeti yapılmıştı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde onluk bir ilerleme olmuştu. Karakol iki kişiyi tutuklamıştı. .. Pek etkileyici bir tutanak değil,,, dedim • .. o konuda üzülmeyin," diye inandırmaya çalıştı komiser, ·Bu şikayetlerin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?,. «Ne anlama geliyor?,. diye sordum. Komiser defteri kapayarak, inançla, «Parasını alamayan fahişeler,,. dedi.
Neden bağırmamış(!)
Kendi lekelenmesinin sorumlusu sayılan İbrani kadını gibi, İbrani kızına da el değmemiş bedenini koruma görevi yüklenmişti. Bir erkek bir bakirenin kentin duvarları içinde ırzına geçmişse, her ikisi de taşlanarak ölme yazgısını paylaşırdı, çünkü büyükler, kız bağırsaydı kurtarılabilirdi, düşüncesini ileri sürerdi. Ataerkil yetke, ırza geçme eylemi kentin dışında ya da kız tarlada çalışırken yer aldıysa, kızın tüm bağırmalarına karşın kimsenin duyamayacağını kabul ederek adaletli bir çözüm getirmiştir.
Reklam
Aile başkanlarının baktığı kadınlar üzerindeki hak ve gücünün bir belirtisi olarak Hamurabi, kendi kızıyla cinsel ilişkide bulunan bir erkeğin yalnızca kent sınırlarının dışına çıkarılmasını buyurmuştu. Babil'de ırzına geçilme şanssızlığına uğramış evli bir kadın suçu saldırganla birlikte eşit biçimde paylaşmak zorundaydı. Olayın nasıl geliştiğine bakılmadan, işlenen suç zina olarak adlandırılır ve her iki taraf birbirine bağlanıp ırmağa atılırdı.
Tecavüz erkeğin erkeğe karşı işlediği suçtu
Toplum sözleşmelerini yazmak için bir araya gelen eski aile başkanları ırza geçmeyi kendi erkek güçlerini kabul ettirmek için kullanmışlardı; bu durumda ırza geçmeyi erkeğin kadına karşı işlediği bir suç olarak nasıl görebilirlerdi? Kadınlar tümüyle sahip olunan eklentilerdir, bağımsız varlıklar değil. Irza geçme, kadının onaylama ya da yadsıma sorunu olarak düşünülmezdi; erkeklerce benimsenecek bir tanım kadın-erkek arasında, kadının (bedensel bütünlüğü) üzerinde hakkı olmasının anlaşılmasına da dayandırılamazdı. Irza geçme, denebilirse, yasalara arka kapıdan girerek, erkeğin erkeğe karşı işlediği bir mülkiyet suçu olarak geçti. Doğallıkla mülk de kadındı.
Erkeğin kadını zorla kaçırıp ırzına geçmesinin önce gelişmemiş bir erkek-koruyuculuğunun oluşmasına, bir süre sonra da doruğuna varan erkek gücünün somutlaşması olan ataerkilliğe yol açtığını varsaymak oldukça sağduyulu görünüyor. Erkeğin kazandığı ilk kalıcı şey, ilk gerçek özel mülkiyet nesnesi olarak kadın, gerçekte, «baba evi»nin köşetaşı, temel direğidir. Erkeğin sınırlarını zorla, önce eşine sonra da çocuklarına dek genişletmesi sahiplik kavramının başlangıcı olmuştur. Hiyerarşi, kölelik ve özel mülkiyet kavramları yalnızca kadınların baştaki boyun eğmelerine dayandırılıp, ondan kaynaklandı.
Misilleme; yani kısasa kısas, göze göz, dişe diş ilkesini içeren ilkel dizgeye dayalı sosyal düzenin en gösterişsiz başlangıcından bu yana, kadın yasa önünde eşitlikten yoksundu. Anatomi gereğince, cinsel organlarının kaçınılmaz yapısı sonucu, insanın erkeği doğal bir yağmacıydı ve insanın dişisi onun doğal avı yerine geçti. Kadın yalnızca istendiği anda, misilleme yani (ırzına geçilmesi karşılığı birisinin ırzına geçme) yapamayacağı, tümüyle tiksindirici bedensel bir istilaya hedef olmakla kalmıyor, ama böylesine acımasız bir çatışmanın sonucu, gebe kalmak ve bakılması gereken bir çocuğun doğumundan hiç söz etmezsek, ölüm ya da yaralanmayla karşılaşabiliyordu.
53 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.