Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Susan Sontag

Susan SontagBaşkalarının Acısına Bakmak yazarı
Yazar
Editör
7.7/10
241 Kişi
1.369
Okunma
219
Beğeni
16bin
Görüntülenme

Susan Sontag Gönderileri

Susan Sontag kitaplarını, Susan Sontag sözleri ve alıntılarını, Susan Sontag yazarlarını, Susan Sontag yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öyle ki, artık savaşlar hepimizin oturma odalarında sükûnet içinde seyredilip dinlenen görüntü ve seslere dönüşmüş durumdadır.
Günümüzde savaşlara son verilebileceğine kim inanır? Hiç kimse, hatta barış için mücadele edenler bile inanmazlar buna. Bizim bütün umudumuz (ki şimdiye değin boşa çıkmış bir umuttur bu), soykırımı durdurma, savaş yasalarını (savaşan tarafların uyması gereken "savaş yasaları" diye bir şey vardır çünkü) ayaklar altına alıp çiğneyenleri adalet önüne çıkarma ve patlak vermesi muhtemel başka silahlı çatışmalar için görüşmelere dayalı alternatiflerin denenmesi için baskı yaparak bazı savaşları önleyebilme ihtimalinde yatar.
Reklam
151 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Susan Sontag’ın klasik metni 'Başkalarının Acısına Bakmak', yaşadığımız zamanda kendisini güncelleyerek kitabı farklı şekillerde düşünmemizi sağlıyor ve bu açıdan önemini koruyor. Düşünür, metnin sonlarında yer yer felaket içerikli fotoğrafların, "insan kötücüllüğü"nü, onun "sapkın yanlarını" görmeyi sağlayabileceğini veya "vahşet kareleri hayatımızda hayalet gibi etrafımızda dolaşırken" bu görüntülerin, "insanların şevkle, kendilerini haklı ve üstün görerek yapabilecekleri, yapmaya gönüllü olabilecekleri şeyin resmi" olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Ancak bana kalırsa baştan beri bahsettiklerimizi de düşünürsek, tüm bu meselenin, insan türünün doğasından çok savaşı besleyen devletlerle, politikalarla, neyin görünür neyin görünmez olduğunu belirleyen iktidar biçimleriyle ilişkili olduğunu düşünmek yerinde olur. Çünkü "başkalarının acısına" fotoğraflarla veya başka araçlarla bakarken hem o bakışın yönünün hem de fotoğraflanan vahşetin, insanın doğal durumundan çok onun kültürel, ideolojik, politik çerçevesiyle belirlendiğini kitap boyunca görebiliyoruz.
Başkalarının Acısına Bakmak
Başkalarının Acısına BakmakSusan Sontag · Agora Kitaplığı · 2004457 okunma
"Geçmişi reddetmek, büyük cesaret ister. Ani bir fiziksel tehlikenin gerektirdiğinden çok daha büyük bir cesaret.."
Sayfa 288Kitabı okudu
"Biz" (buradaki "biz", başlarından onlarınki gibi bir şey asla geçmemiş olan herkestir) onları anlayamayız. Biz onların yaşadıklarına vakıf olamayız. Bizim, savaşın neye benzediğini gerçekten tasavvur etmemiz mümkün değildir. Biz savaşın ne kadar korkunç, ne kadar dehşetengiz bir şey olduğunu -ve ne kadar "normal" hale geldiğini- tahayyül edemeyiz. Biz anlayamayız, tahayyül edemeyiz.
Sayfa 129 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Bir adım geri çekilip düşünmekte yanlış hiçbir şey yoktur. Zaten birçok bilge kişi şöyle dememiş midir: " Hiç kimse aynı anda hem düşünüp hem de birine vuramaz."
Sayfa 121 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Reklam
Tefekkür nesneleri olarak vahşet görüntüleri, birçok farklı ihtiyaca karşılık verebilir: İnsanı zayıflığa karşı daha dayanıklı kılabilir, duyarlılığının körelmesine yol açabilir, bazı şeylerin düzeltilemeyeceğini kabullenmek zorunda bırakabilir.
Sayfa 102 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Ünlü fotoğraflarla zihinlerimizde bir iz bırakmayan ya da hakkında çok az görsel bilgiye sahip olduğumuz vahşetler bize daha uzak görünür (1904'te Alman sömürge yönetiminin aldığı bir karar sonucunda Namibya'da Herero yerlilerinin tamamen ortadan kaldırılması; Japonların Aralık 1937'de yaklaşık 400.000 Çinliyi katledip, 80.000'inin ırzına geçerek gerçekleştirdikleri ve Nanking Tecavüzü diye bilinen hunhar saldırı; 1945'te Berlin'de komutanlarının serbest bıraktıkları Sovyet askerlerinin yaklaşık 130.000 kadın ve genç kıza tecavüz etmeleri -ki içlerinden on bin kadarı hemen intihar etmiştir). Bunlar, çok az sayıda insanın aklında tutmaya niyetli olduğu olaylardır.
Sayfa 89 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Genel olarak bakıldığında, yayın organlarında çıkan fotoğraflarda gösterilen feci biçimde sakatlanıp yaralanmış bedenler Asyalılara ya da Afrikalılara aittir. Bu gazetecilik adeti, egzotik (yani sömürgeleştirilmiş) insanları çekinmeden teşhir etmeyi matah belleyen ve kökü yüzyıllara dayalı bir pratiğin mirasıdır: Nitekim, Afrikalılar ve uzak Asya ülkelerinin sakinleri, 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına değin Londra, Paris ve diğer Avrupa başkentlerinde açılan etnolojik sergilerde hayvanat bahçesi hayvanları gibi teşhir edilmiştir. Shakespeare'in Fırtına'sında soytarı Trinculo'nun ucube Caliban'a rastlayınca ilk aklına gelen düşünce de onu İngiltere'de sergileyebileceği olmuştur: "...hiçbir eğlence delisi önüme gümüş para atmadan gitmez. Topal bir dilenciyi sevindirmek için bir kuruş vermezler de, ölü bir yerli görmek için on kuruşu hiç düşünmeden gözden çıkarırlar." Egzotik ülkelerde yaşayan koyu tenli insanların başlarına gelen canavarlıkların fotoğraflarının sergilenmesi, bize kendi şiddet kurbanlarımızın bu şekilde teşhir edilmesine nasıl karşı çıktığımızı unutturarak, bu alışkanlığı devam ettirir; ne de olsa ötekiler, düşman sayılmadıklarında bile, aynı zamanda (bizim gibi) bakan kişiler değil, yalnızca (kendilerine) bakılacak kişiler sayılır.
Sayfa 77 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Gösterilebilecek şeyler vardır, asla gösterilmemesi gereken şeyler vardır. Bazı şeyler kamuoyunda daha fazla yaygara koparır.
Sayfa 74 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Reklam
Ünlü savaş esteti Ernst Jünger'in 1930'da gözlemlediği gibi, fotoğrafsız savaş olmaz; bir nesneyi "çeken" (shooting) kamera ile bir insana "ateş eden" (shooting) silah arasında önüne geçilmez bir özdeşlik şekillenir. Savaş açmak ile fotoğraf çekmek birbiriyle uyumlu eylemlerdir. Nitekim saptamalarını şöyle sürdürüyordu Ernst Jünger: "Düşmanı bir anlığına donduran ölümcül bir silah ile büyük bir tarihi olayı en ince ayrıntılarına kadar korumaya çalışan bir fotoğraf makinesi, aynı aklın ürünüdür."
Sayfa 72 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Virginia Woolf, kendisine postayla gönderilen fotoğraflardan birisinin, ölü bir domuzun gövdesinden ayırt edilemeyecek derecede şekli bozulmuş bir adam ya da kadının cesedini gösterdiğine işaret ettiğinde, savaşın caniliğinin kapsamının bireyler olarak -hatta bir tür olarak- insanın tam da kendi ayırt edici özelliklerini yok ettiği görüşünü dile getirmiştir. İşte bu saptama, uzaktan görüldüğünde -yani bir görüntü olarak bakıldığında- savaşın neye benzediğini gösterir bize.
Sayfa 67 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Fotoğraf çekmek bir kare oluşturmak (canlı malzemeler söz konusu olduğundaysa poz verdirmek) demekti ve resmin nesnesi hareketsiz kalmış ya da kımıltısız diye resimdeki öğeleri düzenleme arzusu kaybolmuyordu.
Sayfa 59 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Tabloid gazetelerin ve yirmi dört saat manşet patlatan haber programlarının baştacı ettikleri düstur şudur: "Kan varsa, iş yapar." İlginçtir, her türlü sefaletin görüş alanımıza girmesinden itibaren, bu manzaralara vereceğimiz tepkiler de şefkat, hiddet, için için sevinç ya da onay arasında gidip gelmektedir.
Sayfa 27 - Can Yayınları 1. Basım, Ekim 2023Kitabı okudu
Acı çekme yeteneği yalnızca vasat zekaya sahip, ne aptal, ne akıllı olan insanlara mahsustur.
Sayfa 271Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.