Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih ve Toplum Dergisi

Tarih ve Toplum DergisiTarih ve Toplum Dergisi - Sayı:5 / 1984 Mayıs dergisi
Dergi
10.0/10
4 Kişi
2
Okunma
13
Beğeni
673
Görüntülenme

En Beğenilen Tarih ve Toplum Dergisi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Tarih ve Toplum Dergisi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tarih ve Toplum Dergisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Biz bugün büyük bir tarihin fihristini yazıyoruz. Öyle bir tarih ki ebediyete kadar gidecektir. " -Tunalı Hilmi Bey
Metinsel akılcılığın Osmanlı eğitim kurumlarında kurmuş olduğu egemenlik, dünyanın esrarını kaybetmesini takip edebilecek bir dünyayı gözleme dayalı olarak anlama ve anlamlandırma sürecine izin vermediği için, İslâm’ın sıryitiminden Weber’in “düşünselleşme ve akılcılaşma” adını verdiği sürecin devamına geçebilmek ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun bu süreci yaşayan rakipleri tarafından yenilmesi ve akabinde bir arayışa girmesi ile mümkün olabildi.
Reklam
Kısacası, ehl-i hal, Sünni İslâm’ın sırbozucuları (disenchanter anlamında) tarafından ‘ilm-i halin söylemsel düzleminden tedricen tasfiye edildi. Aynı zamanda, 16. yüzyılın başlarına kadar kendilerini Sünni olarak tanımlayan bazı kâşif Sufiler, aksi yönde hareket ederek, Tanrı’ya yaklaşabilmek için nefsi tasfiyeye yönelik ahlâki yükümlülüklere ağırlık verip Müslümanlığın merkezinde bulunan bazı ibadet yükümlülüklerini arka plana attılar.
Kısacası Gazzâlî’yi okuduğumuzda, Weber’in “derviş dinî” olarak nitelendirdiği, insanı bu dünyada Tanrı ile gizemli bir birleşmenin peşinde sürükleyen tasavvuf anlayışının tarihsel karşılığını bulabiliyoruz. Ayrıca bu türden bir tasavvuf anlayışının bu dünya için yapılacak mesaiyi yerdiğini de görebiliyoruz zira Gazzâlî’nin ahlâki öğütleri bu dünyanın kötülenmesi ve fakirliğin övülmesini içeriyor.
[Akhisarlı Rumi'ye göre,] Türkçe “Tanrı bir, Peygamber hakdur,” deseler de, eğer Tanrı’nın nasıl birleneceğini ya da Peygamber’i nasıl bilmek gerekdiğini bilmiyorlar ise, “ol kimselerde imandan nesne bulunmaz. Ancak Müslümanlık da‘vasın kıldıkları bulunur ve Müslümanlardur diyü bunda anlara kimesne nesne dimez ve anlardan harac ve cizye almazlar lakin bunun gibi i‘tikadla âhiretde varacakları yer cehennem olacakdur”.
Şahab Ahmed’in geliştirdiği kavramları kullanarak söyleyecek olursak, Birgili, (isimlerinden biri de Hakk olan Tanrı anlamında) Gerçek’i arayanların bazılarına diğerlerine sunulmayan farklı bir kanal sunan hiyerarşik bir bilgikuramı fikrine kesinlikle karşıdır.
Reklam
Katolik Kilisesi gibi siyasi olarak bağımsız bir dinî yapı İslâm tarihinde hemen hiçbir zaman oluşmamıştır. Zira İslâm, Doğu Roma İmparatorluğu’nda yaşanan Ortodoks Hıristiyanlık örneğinde de olduğu gibi hemen her zaman bir siyasi otoritenin gölgesinde yaşamıştır. Osmanlıların kurduğu ilmiye teşkilatı imparatorlukta Sünni İslâm’ı temsil eden ve şeriatı yorumlayıp uygulayan kurum olarak zaman zaman padişahları tahttan indirse de son kertede padişahlık kurumunun kontrolünde kalmıştır. İşte bu nedenle Sünni İslâm’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nda Birgili ve onun takipçileri olan Kadızadelilerin itmesiyle kayan bir merkez etrafında yeniden inşa süreci –ki bu merkez kaymasına bir anlamda reformasyon da denebilir– yeni bir İslâm mezhebinde tecessüm etmemiş, aksine, İslâm tarihinde hiyerarşik yapısı ile Hıristiyanlıktaki kilise kurumuna en çok yaklaşan oluşum olan Osmanlı ilmiye teşkilatının, Terzioğlu’nun belirttiği üzere, bu kaymayı sessizce benimsemesiyle gerçekleşmiştir.
Birgili, Kadızadeliler ve –bazı çok önemli farklarla beraber– Osmanlı topraklarında daha çok 18. yüzyılda adlarından söz ettiren Müceddidi Nakşibendileri ise, ağır basan zahidlikleriyle Sünni İslâm’ı esrarından arındırıp sınırları bazı metinlerce çizilmiş dar bir akılcılığa oturtmuş aktörler olarak görebiliriz.
17. yüzyılda siyaset sahası tedricen toplumun daha önceleri siyasetten dışlanan kesimlerine doğru açılırken, öncelikle başkent İstanbul’da oluşumu kendini hissettirmeye başlayan kamuoyu, siyasi önderlerin üzerinde düşünmeleri gereken bir şey haline gelmiştir. Bu gelişmeyi en güzel örnekleyen yeniliklerden biri, Osmanlı sultanlarının şehzadelerine hoca olarak istikbal vaat eden müderrisler yerine camilerde isimlerini duyurmuş hatipleri seçmeye başlamalarıdır.
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.