Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tayfun Er

Tayfun ErErguvaniler yazarı
Yazar
8.7/10
13 Kişi
47
Okunma
6
Beğeni
2.884
Görüntülenme

Öne Çıkan Tayfun Er Gönderileri

Öne Çıkan Tayfun Er kitaplarını, öne çıkan Tayfun Er sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Tayfun Er yazarlarını, öne çıkan Tayfun Er yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aldanıldığımız önemli değildi yoksa Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak Turgut Uyar)
Duvar Yayınları · 2012
Bizans'ta imparatorların çocukları; erguvan renkli sarayda, erguvan rengindeki odada doğuyordu. Bu çocuklar Porphyrogenitos (яоppuрoyevηtоç) yani "erguvan doğmuş" ya da "erguvan içinde doğmuş" unvanı alıyorlardı. Erguvan rengi giysi ve ayakkabı yalnızca saray mensuplarına özgüydü. (2) Helence porfira (noppúpa) erguvan rengi demektir. Erguvan renginin soyluların rengi olması, bu sınıfın beğenisinden değil ekonomik kökenindendir. Erguvan, An- tik Çağ'da kırmız böceğinden elde edilen kırmız renginin bir türevi olarak sağlanabiliyordu. Bir böcekten ancak birkaç damla renk maddesi elde edilebiliyordu. Üretim de karmaşık ve çok masraflıydı. O yüzden erguvan rengi giysi giymek son derece pahalıydı; dolayısıyla sadece en üst sınıfın giysilerinde bu renk görülebiliyordu. Tanzimat-Ittihat-Cumhuriyet'i bir üçleme olarak görüyoruz ve Türkiye'nin dünden bugüne yönetici sınıfını, elitlerini de eupatrid olarak nitelendirip, bu insanların birbirleriyle olan akrabalıklarını, bağlarını, benzerliklerini kısacası ortak paydalarını, sistemi anlamanın anahtarı olarak yazmaya çalışıyoruz. Abartarak söylersek, yöneticiler, elitler, öne çıkanlar, "başarılı" olarak kabul edilenler hep akraba, tanıdık. Abartmadan söylersek mutlak olarak bir ortak paydaya sahipler.
Sayfa 14 - Duvar Yayınları · 2012
Reklam
Önsöz
Dünyanın cesur ulusları yoktu, cesur insanları vardı. Onlar, aşkın ve hayatın havarileri, büyük serüvencilerdi. Onlar, bu ihtiyar cadının maskesini parçalamak ve yeryüzü denilen cenneti bize sunmak istediler. Bütün ömürleri bu kavgayla geçti. Ne adları vardı onların, ne ulusları , ne dinleri ne de anıtları. Ama biz onlar için ölüm fermanları hazırlayıp görkemli mangalar kurduk. Savaşlar açtık peşpeşe. Kentleri ele geçerip vahşi bir hayvan gibi avladık onları. Nerde görülseler kurşuna dizdik ve süslü kemerler yaptık onların kafa derilerinden. Biz cellattık ve tarih suratımıza tükürürken, bir kez bile bağışlanmayı istemedi onlar .. Ahmet Telli
Duvar Yayınları · 2012
Şerif Aktaş, “Refik Halid Karay” isimli kitabında Refik Halid için “aris­tokrat bir ailedendi” diyor. Doğru bir saptamadır. Biz, aris­tokrasi başka bir kavram olduğu için -kendimizce- daha doğru bir kavramla erguvani diyoruz. Aristokrasi, feodalite­nin bir ürünüdür. Bizde ise feodalite yaşanmamıştır. Gizli bir kast sistemi vardır.
Sayfa 103
…başlangıç değerlerini değiştirdiğiniz an, döngüsel olma­ yan bir sistem ortaya çıkıyordu ama bu da başka bir düzenli­liği doğuracaktı. düzensiz gibi görünen sistemlerin içinde de bir düzen vardır. oligarşi gibi karmaşık görünen bir yapının da mutlaka bir "deseni" var.
Sayfa 27
Oligarşi
abartarak söylersek, yöneticiler, elitler, öne çıkanlar, "başarılı" olarak kabul edilenler hep akraba, tanıdık. abart­madan söylersek mutlak olarak bir ortak paydaya sahipler.
Sayfa 14
Reklam
Bazı “yazarlar” vardır, onları bassa bassa genellikle Yapı Kredi, İle­tişim basar ki “hamili kart yakinimdir” muamelesi işler bu basım işinde.
Modern dillere okul diye geçen kelime (school, schule, vb.) Antik Helencede "boş zaman" anlamına gelen "skhole" kelimesinden geliyor. Çünkü ancak boş zamanı olan okula gidebiliyor. Skolastik de, okullarda öğretilen yöntem­lerle akıl yürüten, sonuca varan kişi. “Crede ut intelligam” yani “bilmek için inanmak”, skolastiğin temel ilkesidir. Sko­lastikler, bilginin doğruluğunu sınamak için Aristoteles'in yazdıklarına bakıp sonuca varıyorlardı. Aristoteles'e uygun bulunmuyorsa (Kilise'nin menfaatleriyle çatışıyorsa) bilgi reddediliyordu. Tümdengelim, nass'tan sonuç çıkarmadır. Skolastik de işte budur. Skolastik düşünce, varolan durumu değil, olması gerekeni söyleyerek, pozitif bilgiyi değil nor­matif bilgiyi öne çıkarır. İnsanlar da bu durumda yaşadıkları dünyadaki olayların, sosyal ilişkilerin, çelişkilerin nasıl oldu­ğuna dair yeni şeyler söylemiyordu.
Bilmediğimiz ya da anlamadığımız bir durumda “imandan” olmamak için, özgür düşünceyi, daha doğrusu düşünmeyi dışlamamız gerekir. Bilmemek bunun en kolay yoludur. Cemaatler müritlerini yitirmemek için, müritlerinin hiçbir şey bilmemelerini, sadece cemaat liderlerinin iste­diklerini ve istedikleri kadar bilmesini isterler. “Tarik” yol­cularını avucundan kaçırmamanın en etkili yollarından birisi budur: Bilgiden uzak dur!
Sayfa 106
Halepçe Katliamı
Özal'ın başbakanlığı döneminde Irak'a en çok kimyasal silah satan şirketlerin biri de Türk Penta idi. Saddam bu silahlarla Halepçe'de yaklaşık beş bin insanı katletti. Murat Vargı, Faruk Erkoç ve Sefa Pelitözü'nün sahibi oldukları Penta'yı hatırlayan kaldı mı? Murat Vargı hala çok bilinen isim, cep telefonu alanında ilk isimdir Murat Vargı. K.V.K. diye bilinen firmanın ismindeki V harfi Vargı'nın V'si. Karamehmet'i cep telefonu işine ikna eden kişi; halen de Turkcell'in ortağı. Penta Dış Ticaret'in bu üç kurucusu hayali ihracattan tutuklandığında, Başbakan Özal, telefon edip Vargı'dan özür dilemiş ve bu üçlüyü serbest bıraktırmıştı.
233 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.