40 bin yıl önce açık havada, geniş Rus bozkırlarında müzik yapmış bir insanın bir zamanlar dudaklarına değdirdiği flüt parçasını alıp dokunmak gerçekten harika bir duyguydu...
Neanderthaller, Hobbitler, Denisovalılar, Homo Luzonensis ve son olarak türümüzün ( Homo Sapiensin) yani insanlığın, yani bizim varoluş hikayemiz. Ve bu keşiflerin yapılmasına olanak sağlayan bilimsel teknolojik gelişmelerin hikayesi.
Bizden önceki bu insan türlerinin yaşam biçimleri, birbirleriyle etkileşimleri, bizden önceki bu türler ile Türümüz Homo sapiensin genlerinde, her birimizde hala varolan genetik bağlantılar detaylıca bu kitapta anlatılmış. Fosiller ve DNA sayesinde insanlık geçmişimize tutulan ışığın hikayesi.
Bizim hikayemizi ve oluşumumuzdaki evrimsel süreci, son derece anlaşılır bir dille ve keyifli bir okuma olanağı sağlayarak anlatan bu kitabı konuya ilgisi olan herkese tavsiye ederim.
Dünya tarihini oluşturan hikâyelerle ilgili şunu sormakta yarar var:
Nereden geldik ve hikâyemiz nerede başlıyor?
Bu sorunun cevabını detaylı bir şekilde öğrenebilmek için insan evrimi hakkında araştırmalar yaparken Tom Higham'ın kalemine denk gelmek muazzam oldu. Anlatımı kesinlikle merak uyandırıcı ve aklımdaki sorulara cevap verici nitelikteydi. İnsanın kökenini konu alan bu kitapta Paleolitik dönemi (ya da Eski Taş Devrini), geç insan evriminin 300 bin ila 40 bin yıl öncesine denk gelen, Homo sapiens iken biz olduğumuz kilit safhası incelenmişti. Bizden Önceki Dünya'da, Denisovalıların keşfinde oldukça önemli bir rol oynayan arkeoloji profesörü Tom Higham, parça parça insan kalıntılarından "hayat hikâyeleri" inşa ederek geçmişi bizlere yeniden hatırlatıyordu. Bu bizim hikâyemizdi!
Yeni kazılar ve modern bilimsel yöntemlerin uygulanmasıyla öğreneceğimiz çok şey var. Bu daha başlangıç...