Özgür toplumlarda bireyler doğal ve daimi haklara sahipken, başkalarının haklarına saygı duyma taahhüdüne bağlı bir şekilde yaşarlar. Diğer zorunluluklar sözleşme zoruyla kabul ettiklerimizdir. Yaşam hakkı, özgürlük ve mülkiyet üzerine inşa edilmiş toplumların aynı zamanda toplumsal barış ve maddi refah yaratması tesadüfi değildir. John Locke, David Hume ve diğer klasik liberal filozofların açıkladığı gibi toplumsal işbirliğini sağlayacak bir haklar sistemine ihtiyaç duymaktayız. Bunun yokluğunda insanlar çok az şey başarabilmektedir. Hume Insan Doğası Üzerine Bir Inceleme'de insanın yüzleşmek zorunda olduğu koşulları (1) bencilliğimiz (2) başkalarına karşı kısıtlı cömertliğimiz ve (3) ihtiyaçlarımızı karşılayacak uygun kaynakların kıtlığı olarak
sıralamıştır. Bu koşullar nedeniyle özellikle mülkiyet ve mübadeleye ilişkin-ne yapabileceğimizi belirlemek için başkalarıyla işbirliği yapmamız ve hukuk kurallarına sahip olmamız gerekmektedir.
"Kapitalist sistem 1750 ve 1850 arasındaki 3 devrim sonucunda rüştünü ispat etti. Birincisi siyasal devrimdi: Liberalizmin zaferi, özellikle doğal haklar doktrini ve devletin bireysel hakları ve mülkiyet haklarını koruyacak şekilde sınırlandırılması. İkinci devrim Adam Smith'in Milletlerin Zenginliği'nde örneğini gördüğümüz ekonomik anlayışın doğuşuydu. Smith, insanları ekonomik çıkarların peşinde koşması için özgür bıraktığımızda ortaya çıkanın kaos değil kendiliğinden doğan düzen olduğunu kanıtladı. Bu düzen, bireylerin eylemlerinin birbiriyle uyumlu olduğu ve devletin ekonomiyi yönettiği duruma göre daha fazla refah yaratan bir piyasa sistemiydi. Üçüncü devrim, elbette Sanayi Devrimi'ydi. Teknolojik inovasyon insanın üretim gücünü büyük ölçüde katlayacak bir manivela etkisi yarattı. Bunun etkisi yalnızca herkes için yaşam standartlarını yükseltmek olmadı, aynı zamanda geçmiş zamanlarda hayal dahi edilemeyecek servetler kazanma olasılığı için girişimci bireylerin gözünü açtı."
"Zenginliğe karşı muhalefet meşru değildir çünkü yoksulların yalnızca herkesin refahını garanti altına alan haklar varsa; bir kişinin emeğinin meyvelerine tecavüz yoksa; ve mülkiyet hakkına saygı duyuluyorsa zengin olma şansı vardır."