....
Yeryüzünde yüzüstü ve çok sessiz kaldım
Bir gün kar yağacak ve hiç durmayacak,
diye bir kaygı var içimde
İçimde sınırsız bir yolda yürüme isteği Ölememek korkusu...
Senin için suyun hafızasına şiirler yazdım
Bir tas suya dua okudum
Şeyh dedim, dua dedim
Dua istedim ikimize
Bir yudum suda dâhi
Sen okumadan silecekler diye...
Gözlerinin maviliği
Gibi bulut,
Gibi yağmur,
Al bu yağmur
Al bütün bulutlar
Boşluğuma dokuna dokuna ölmek değil bu.
Yenildim,
Sis kaldım,
Sesim şarap sesi.
Değiştim
Ve kötü dönüştüm...
....
...
Sana adını hece hece
Sana saçlarını soft soft
Ve devrimci ve devrik yanlarımı
Sana ürkek,
Sana kitap,
Sana şiir,
Sana şair hallerimi anlatmalıydım
...
Bazen kalbim değil
Ama
Kalbimin içinde bir yerde bitip tükenmeyen bir çöl ovası oluyor
Seni sevdiğim için sana soruyorum:
Sana da oluyor mu böyle?
Sana da oluyor mu?
Varsayalım ki uğurlandığımda senin değil
Devletin soğuk elini tuttum
Yürüdüğüm deniz,
Dinlediğim sessizlik,
Delirdiğim herkeslik olsun
Diyelim ki çınarlar devrilir
Dağlar çeker altında vatansızlar lal kalır
Dağlar çöker,
Dillendirmeyelim.
Kalanların kal, dediği gidenlerin gitme, dediği
O üçüncü jeolojik zaman
O yoksulluk kadar çaresizlik
O sen
O ben
O biz
Varsayalım ki yok
Varsayalım ki bir seraptı
Çıldırıp uyandık