Türk Düşüncesi Dergisi Gönderileri
Türk Düşüncesi Dergisi kitaplarını, Türk Düşüncesi Dergisi sözleri ve alıntılarını, Türk Düşüncesi Dergisi yazarlarını, Türk Düşüncesi Dergisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilinmelidir ki iyi ve kâmil insan olmanın yolu, ahlâkı hayatın temel ilkesi yapmaktır.
Oğuz Kağan Efsanesi Türklerin dünya devleti kavrayışının arketipini, bir bakıma dünya devleti modelinin kuramsal alt yapısını oluşturmaktadır.
Son bin yıldır içinde bulunduğumuz İslam medeniyetinin değer sistemlerini bütün insanlığa tebliği etmesi ve insanlık kavrayışını daha üst aşamalara taşıması dünya devleti anlayışının alt yapısını oluşturan insanlar arasındadır.
Allah’ın, İbrahim süresinde verdiği örnekte olduğu gibi, iyi doğru, anlamlı ve değerli bir söz, kökleri toprakta, dalları semada olan bir ağaç gibidir. Bu dünyada iyi, doğru ve anlamlı bir söz ve eyleminiz olmasını istiyorsanız köklerinizi derine salın ki, dallarınız geleceğe uzanabilsin…
Matüridilik, Ebu Hanife'nin fikirleri üzerine kurulu Ehli sünnetin direğidir. Matüridiliği Hanefilikten ayırmak imkânsız gibidir. Matüridilik Ebu Hanife Hazretlerinin fikir dün-yasındaki zenginliği inanç ve felsefe boyutunda mezhebi kemale erdirmiştir. Zira Ebu Hanife yalnızca bir hukukçu değil aynı zamanda İslam'ın küresel bir güç haline gelmesini sağlayan önemli bir aktördür de. Hicri II. yüzyılda İslam düşüncesine yaptığı büyük katkılarla İslam'ın farklı coğrafyalarda hızla yayılmasına zemin hazırlamıştır.
Tarihte bir İslam dünyasından bahsedebiliyorsak bunun en önemli sebebi farklı yolları tercih etsek bile Ehl-i Sünnet adıyla büyük bir mutabakatı başarmış olmamızdandır. Bu başarıda Hanefilik ile Matüridiliğin büyük bir rolü vardır. Özellikle de Türkler ve Türklerin tarihi etki sahaları için, Türkistan coğrafyasından Balkanlara kadar, Müslüman olmak demek büyük ölçüde Hanefi-Maturidi olmak demektir. Matüridilik ekolü İslam dünyasında kapsayıcı kurumların inşa edilmesine teorik zemin hazırlamıştır. Böylece İslam dünyasında farklılıkların bir arada yaşadığı, farklı düşünmenin ve tartışmanın sağlandığı eğitim kurumları yaşayabilmiştir.
Ayağımızı basacak sağlam bir zemin ve merkez olmadan bu coğrafyada tutunmak mümkün değil.
Eğitim hakkında çok mühim
Çocuklarımıza öğretmemiz gereken şey insani becerilerdir. Değerler; inanmak, bağımsız düşünmek, ekip çalışması, başkalarına değer vermek... Bunlar insani becerilerdir. Bilgi size bunları öğretemez. Bu yüzden bence çocuklarımıza spor, müzik, resim öğretmeliyiz. İnsanların farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için sanatı öğretmeliyiz. Öğrettiğimiz her şey makinelerden farklı olmalı.
Jack Ma: Alibaba.com Kurucusu
Jack Ma: "Eğitim artık büyük bir mesele. Eğer öğretme şeklimizi değiştirmezsek, 30 yıl sonra başımız büyük belada olacak. Çünkü öğretme şeklimiz ve çocuklarımıza öğrettiklerimiz 200 yıl öncesinden kalma şeyler. Bilgi tabanlı şeyler. Ve çocuklarımıza makinelerle rekabet etmeyi öğretemeyiz. Onlar daha akıllılar. Öğretmenler bilgi öğretmeyi bırakmalılar.
Alibaba.com'un kurucusu
Teknik bakımdan da geride olduğumuz malumdur. Demek ki milletler arasındaki savaşta ancak üçüncü silahımız, yani manevi ve ahlaki tarafımızın olgunluğuna güvenebiliriz. Böyle yüksek bir genç nesil yetiştirmek için acaba ne yapıyoruz ?
ATSIZ
Manevi ve ahlaki değerleri üstün olan milletler sayı ve teknik bakımdan olan geriliklerini örtebilirler. İnanmış kahramanlardan mürekkep bir milleti yenmeğe imkan olmadığını eski ve yeni örnekler ile hepimiz biliyoruz
ATSIZ
Fakat bugün, artık durum değişiyor. Bugün “teknik” denilen yeni bir amil de milletler arasındaki savaşta rol almağa başlamıştır. O halde tekniği geri ve nüfusu az olan milletler ne yapacaklardır ? Kalabalık ve ileri teknikli milletlere karşı hangi kuvvetle döğüşeceklerdir ? Cevap basittir; ahlaki ve manevi kuvvetlerle…
ATSIZ
"18 yaşında öğrenme güçlüğü olan öğrencimi okuma yazmaya teşvik etmek için 'okuma yazma bilmeden Google Playden oyunu nasıl indireceksin?' diye sordum. Google sesli aramaları açıp 'maç oyunu' deyip aradığını buldu. Kendimi Sanayi Devrimini kaçırmış Osmanlı gibi hissettim."
E. Varlık
Safa'nın yaklaşımı çerçevesinde, mantıktaki zıtlık prensibine göre bir şey aynı zamanda hem var hem de yok olamaz. Ruhsal hayatta, özellikle, düşünce hayatında, bu zıtların "diyalektik bir hareketle kaynaşarak" bir senteze kavuştukları da aydınlanmış bir fikirdir.