Korku ve baskıyla sindirilmiş, özgürlükleri kullandırılmayan, bir otoriteye bağlı kılınmış, birey olamamış insanların oluşturduğu oluşuma toplum denemez.
İtaatsizlik, toplumsal değişimin ya da bireyin kendi yaşamını özgürce sürdürme arzusunun önüne geçen gelenek, buyruk, hukuk gibi statüko yapılarına karşı geliştirilen bir direnmedir.
Şeyhülislamlıktan, Diyanet işleri Başkanlığı'na uzanan çizgide bir kurumun var olması, o kurumun başarılı, doğru, demokrasi ve insan haklarına uygun bir yapılanma olduğunu göstermez. Bu kurumun Sünni, Alevi, inançsız ve Müslüman olmayan tüm yurttaşların vergilerinden pay alarak çoğunlukta oldukları için sadece Sünnilere hizmet vermesi hukuka, adalete, ahlaka ve vicdana aykırıdır. Her kesim kendi ibadethanesini, kendi din adamını istihdam etmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun bulunduğu yerde din ve vicdan özgürlüğü ve laik devlet sağlanamaz.