Alışkanlık alçaklıkla bulanınca insan bahaneler uydurmaya başlıyor. Eskisi gibi değilim; çünkü... Gerekçeler ciltlenir, kitap olur, olur olmasına ya başta kendini ikna edemez. Aradadır hep, kimsenin erişemeyeceği yerde...
"dilim sizinkinden farklı; söylediklerim değil. tenimin, gözlerimin rengi kiminizle bir neredeyse. oturmanız, konuşmanız, şakalaşmanız bile bizimkilerle eş. yalnız bakışlarınız yok mu, o dosdoğru düşman bakışlarınız, işte onlar bambaşka. kanım çekiliyor onların altında, korunacak yerler arıyorum boşuna. sırtımda, ensemde duyuyorum soğukluğunu bıçak gibi. bizde, masal gibi anımsadığım memleketimizde, kimse kişinin saklısını görmek, gözleriyle dokunmak istemezdi. hele bir de fısır fısır konuşarak, gülüşerek bakmalarınız yok mu, inanın, dayanılır gibi değil!".
Dilim sizinkinden farklı; söylediklerim değil.
Tenimin, gözlerimin rengi kiminizle bir neredeyse. Oturmanız konuşmanız, şakalaşmanız bile bizimkilerle eş. Yalnız bakışlarınız yok mu, o dosdoğru düşman bakışlarınız, işte onlar bambaşka...
Üzeyir Karahasanoğlu
* Gürültünün kalbine koşturanların aksine arı kovanından kaçmaya çalışan bir kötülüğün hareket kabiliyetine sahipse de kesinlikle bir kaldırım taşının durağında değildi.(s.28)
* Geçmişin kimi kalıcı kimi üstünkörü ve geçici yaralarını izlerini saymazsam geriye sıradan arınık bir ben kalıyor.(s.41)
*Neyse ki tepede o tatlı Meltem birbirimize daha yumuşak davranmamız gerektiğini fısıldıyordu da kahvelerimizi yudumlarken bulutların gölgesi düşmüş yüzüne uzun uzun bakmama ses çıkarmamıştı.(s.43)
* Bizce insanlar bir örnektir çok çok nüanslarda farklılaşırlar ki o da en fazla iki türlüdür uçucular silikler.(s.77)
* Hem uçucu hem silik insanlarla ilişkim sürdü durdu zamanın yıpratıcı etkileri sadece bedenimde bırakılan izlerden ibaret değildi.(s.80) B6yk
Kitap incelememe şu alıntı ile başlamak isterim: " Şimdi yaşanmışlıkların üzerinden bakınca değişik ayrıntıları seçebiliyor. Fakat uzun süreli değil, en önemli ayrıntıda siliniveriyor her şey, yoğunlaşmak olanaksız..." Bir hiçliğin içinde yeşeriveriyor kitap, betimlemeler ile alıp götürüyor sizi en derin noktanıza, düşünüyor, düşünüyor daha çok düşünüyorsunuz. Cidden kitapta denildiği gibi "ağırlaşmış göz kapaklarınız boşluğa açılıyor" bazen de içinize açılıyor, bakıyorsunuz ki içinizi okumaya başlamışsınız. Yeni dönemin ses getiren öykülerinden biri olacak olan bu tarz, sizi silkip yerinizden kaldıracak ve içinizdeki ile tanışmanızı sağlayacak. Birden bire çıkıp gelecek benliğiniz, tam unutmuşken...
Kesinlikle tavsiye ederim, beyin kitaplığında bulunması gereken nadide bir parça, kitaplıkta değil BEYİN KİTAPLIĞINDA:)
bir ilk kitap ilk tanışma. on dört öykülük toplam sennur sezer emek ve direniş öykü ödülüyle taçlanmış. ilk kitap olduğuna inanmak zor. dili ve kurgusu ustaişi. yaşadığımız günleri kayda alırken okuruna da sorgulatıyor. öyküseverler ıskalamasın derim.