Böylece kendini ve başkasını yeniden tanımlama ihtiyacı duyan Müslümanların düşünce dünyasına kadim İslâmî ilim geleneğinin kavramlarına ek olarak yeni bazı kavramlar bu dönemde girdi. Bu değişim yeni bir niteliksel alanın biçimlenmesine, yani; Batı'da üretilen bilginin de meşrulaştırılmasına yol açıyordu. Doğu-Batı kavramları tam da bu zeminde tedavülü yaygınlaşmış ve yaşanan gerilimin taraflarını tanımlamak için kullanılmıştı.