Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahdettin Işık

Said Halim Paşa yazarı
Yazar
9.3/10
4 Kişi
35
Okunma
4
Beğeni
697
Görüntülenme

En Yeni Vahdettin Işık Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Vahdettin Işık sözleri ve alıntılarını, en yeni Vahdettin Işık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" İslam düşüncesinin müktesebatından mahrum olarak düşünen bir zihnin müslümanca düşünmesi ne kadar mümkün olabilir?"
Sorunların çözülebilmesi için İslamlaşmak gerekir. İslamlaşmak; itikada, ahlaka, içtimaiyata ve siyasete dair esasların daima zamanın ve muhitin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek şekilde yorumlanması gerekir.
Sayfa 85 - KetebeKitabı okudu
Reklam
İslam aleminin her tarafında halk ile aydın tabaka arasında doldurulması imkansız büyük bir uçurum bulunmaktadır. Aydın, halkına, ne yaptığını bilmeyen, tehlikeli ve yıkıcı unsurlar gözü ile bakarak güvenmez. Halktan beklediği takdir ve itaati de göremeyince de vatandaşlarına karşı hor gören bir çehre takınarak kendini teselliye çalışır. Memleketin her tarafını kaplayan cehaletten kurtarmaktaki başarısızlığından utanması lazım gelirken bu başarısızlığı halkının sert ve mutassıp olmasına bağlar. Halkı yüksek seviyede bir bilgi ve iş yapma kapasitesine sahip olduğunu inandıramayınca da başka vasıtalara başvurarak nüfuz elde etmeye çalışır. Bu durum ümmetin çöküşünü hızlandırır. İslam aleminin çöküşü bütünüyle bu tablonun sonucudur
Sayfa 67 - KetebeKitabı okudu
Batı dünyası için her yol Roma'ya giderse, İslam dünyası için de Mekke'ye gider!
Bir Müslümanın Vazifesi
Paşa'ya göre İslam alemi büyük bir ailedir. Onu meydana getiren milletler de bu ailenin çeşitli şubelerini teşkil ederler. Bu sebeple her Müslümanın iki boyutlu vazifesi bulunmaktadır. Bu vazifelerin biri özel diğeri ise genel nitelik taşımaktadır. Özel vazifeler; ferdin ahlak ve fikir seviyesini yükseltmek, İslam'ın ahlaki, içtimai ve siyasi esaslarını daha tam, daha mükemmel bir şekilde hayatına geçirmeye çalışmaktır. Genel vazifeleri ise diğer Müslüman milletlere tam bir dayanışma içinde yaşayarak onların hürriyet ve geleneklerine saygı gösterip gelişip yükselmelerine yardımda bulunmaktan ibarettir.
İslam düşüncesinin müktesebatından mahrum olarak düşünen bir zihnin Müslümanca düşünmesi ne kadar mümkün olabilir?
Reklam
O hâlde Müslümânların en iyileri haklarını, vazîfelerini dîgerlerinden daha yüksek, daha mükemmel bir sûretde idrâk ederek onlardan daha güzel îfâ ve müdâfa'ada bulunanlar olacakdır.
Sayfa 397 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
HAKÎKATLERİN VATANI?
Bütün hakâik-i fenniye gibi hakâik-i İslâmiye'nin de vatanı yoktur. Nasıl bir İngiliz Riyâziye'si, bir Alman Hey'et'i, bir Fransız Kimyâ'sı olamazsa ayrı ayrı Türk, Arab, Acem, yâhud Hind Müslümânlığı da olamaz. Ancak fennî ve tecrübî hakîkatlerin âlem-şümûl tabî'ati, nasıl, hey'et-i mecmû'ası irfân-ı beşerî temsîl eden fennî olmakla berâber millî birtakım harslar vücûda getiriyorsa; İslâmî hakîkatlerin cihânşümûl seciyesi de hey'et-i mecmû'ası ahlâk ve ictimâ'iyât-ı İslâmiye'nin mümessili olan ahlâkî, ictimâ'î, bununla berâber millî birtakım harsları ibdâ' eder. Me'a-mâ-fîh her ne kadar hakîkatlerin vatanı yoksa da tecellîleri tefsîr ve tatbîk edilmekde bulundukları muhîte tabi'dir.
Sayfa 380 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Çâre yok, bir gün gelecekdir ki hakâik-i İslâmiye Müslümânlığa karşı gelen dalâletlere bir def'a daha galabe çalacak da, hükümdârı yeryüzündeki Müslümânların halifesi bulunan, bu memleket bir def'a daha akvâm-ı İslâmiye'nin başına geçecek, onları semt-i sa'âdete doğru sevk edecekdir.
Sayfa 369 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Vahdet-i Siyâsiye-i Osmaniye
Binâen'aleyh vahdet-i siyâsiye-i Osmaniye Avrupa hükümât-ı Hıristiyâniyesinde olduğu gibi milliyet esâsâtına degil fakat vahdet ve uhuvvet-i İslâmiye esâsına müsteniddir. Esâsen İslâmiyet'e hâs olan bu his sayesindedir ki dünyadaki bütün Müslümânlar kendilerini birbirlerinin ihvânı addederler. Bazı mütefekkirîn böyle bir vahdet-i siyâsiyenin hakîkî ve devâmlı bir şey olamayacağını iddiâ ediyorlar. Vakı'a târîh-i Osmanî bunların iddi'alarını sûret-i kat'iyede tekzîb etmekde ise de şurasını da ilave ederiz ki îcâbâtı anlaşılmak ve icrâ olunmak şartıyla iş bu vahdet-i siyâsiye dahî digerleri derecesinde hâiz-i kıymet olmamakta bir sebeb-i mantıkî yokdur.
Sayfa 65 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.