Wade Davis kitaplarını, Wade Davis sözleri ve alıntılarını, Wade Davis yazarlarını, Wade Davis yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünya, tecrübe ettikleri şeyleri tek bir kültürel paradigma merceğinden, sırf kendi kültürlerinin merceğinden yorumlayanlar için tek renkli bir yer gibi görünebilir ancak. Bakmayı bilenler ve kalpleriyle görenler içinse dünya çok zengin ve karmaşık ruhsal bir topografyadır.
“Bir dil ölüp bittiğinde,” diye yazmıştı MIT’den dilbilimci Ken Hale ölmeden kısa bir süre önce, “bir kültür, entelektüel bir miras, bir sanat yapıtı da yitip gider. Louvre’a bomba atmak gibidir adeta.”
Bütün kültürler, nesiller boyunca yapılan tercihleri yansıtan emsalsiz özelikler barındırır; hal böyleyken, insanların hayatında ve kaderinde evrensel bir ilerleme kavramı gibi bir şey olmadığı açık seçik ortaya çıkar. Şayet toplumlar teknolojik beceri esas alınarak sıralanacak olsaydı, parlak ve başarılı Batı bilimi hiç şüphesiz ilk sırada yer alırdı. Ama başarı ölçütü değiştirilseydi, sözgelimi yeryüzüne gerçekten saygı gösteren ve takdir eden, tam anlamıyla sürdürülebilir bir tarzda yaşam sürme gibi bir ölçüt ortaya konsaydı, Batı paradigması hüsrana uğrardı. Şayet insanlığın en büyük özlemlerinin ardındaki saikler, güçlü bir iman ve ruhani sezgiler edinmek, farklı dinsel arzuları tasvip eden felsefi bir hoşgörüye sahip olmak gibi şeyler olsaydı, Batı’nın ulaştığı dogmalar gene hüsranla sonuçlanırdı.
Wade Davis Amerika kıtası, Avrupa'ya tütün, patates, domates, mısır, yer
fıstığı, çikolata, karabiber, kabak, ananas ve tatlı patates sağlamıştır.
Ayrıca Yeni Dünya sıtma tedavisinde kullanılan kinini, Amazonların zehirli oklarından elde edilen kas gevşetici d-Tubocurarine'i ve
İnkaların Kutsal Ölümsüzlük Otu dediği kokaini sunmuştur. Bu
üç madde, Batı tıbbına büyük katkılar sağlamıştır; kininin kaynağı olan kınakına ağacının kabuğu bile on binlerce insanın hayatını
kurtarmıştır. Avrupa'ysa Amerika kıtasını hem buğday, arpa, yulaf, keçi, inek, kölelik, çelikle, hem de tifüs, sıtma, kızamık, grip,
çiçek hastalığı ve vebayla tanıştırmıştır. Avrupalılarla temasın üzerinden henüz bir iki kuşak bile geçmemişken Amerika yerlilerinin yüzde 90'ı ölmüştür.
Amerika kıtası, Avrupa'ya tütün, patates, domates, mısır, yer
fıstığı, çikolata, karabiber, kabak, ananas ve tatlı patates sağlamıştır.
Ayrıca Yeni Dünya sıtma tedavisinde kullanılan kinini, Amazonların zehirli oklarından elde edilen kas gevşetici d-Tubocurarine'i ve
İnkaların Kutsal Ölümsüzlük Otu dediği kokaini sunmuştur. Bu
üç madde, Batı tıbbına büyük katkılar sağlamıştır; kininin kaynağı olan kınakına ağacının kabuğu bile on binlerce insanın hayatını
kurtarmıştır. Avrupa'ysa Amerika kıtasını hem buğday, arpa, yulaf, keçi, inek, kölelik, çelikle, hem de tifüs, sıtma, kızamık, grip,
çiçek hastalığı ve vebayla tanıştırmıştır. Avrupalılarla temasın üzerinden henüz bir iki kuşak bile geçmemişken Amerika yerlilerinin yüzde 90'ı ölmüştür.
"Vaupés yerlilerine göre, nehirler sadece ulaşım aracı değil, yeryüzünün damarlarıydı; canlılarla ölüler arasındaki bağlantıydı; zamanın başlangıcında ataların yolculuk ederken gittiği yollardı."
"Doğu ufkunun ötesinde, ruhun bedenden ayrılıp denize daldığı öbür dünyaya ait topraklar yer alıyordu. Dolayısıyla Markizlilere göre, İspanyollar doğu göğünün ücra köşelerinden doğup gelen ve günahın somutlaşmış hâli olan birer şeytandı."
"Bilim, bilgi edinme yollarından ancak bir tanesidir ve amacı da mutlak hakikatler ortaya koymak değil, olgulara dair daha iyi düşünme yolları konusunda ilham vermektir."
"İçinde yaşadığımız sosyal dünya, mutlak anlamda var değildir; sadece bir gerçeklik kalıbından, ait olduğumuz kültürün ataları tarafından nesiller öncesinde layıkıyla yapılmış birtakım zihinsel ve manevî seçimlerin sonucudur."