Arnold, Ruskin, ve Moore ile birlikte İngiliz estetizminin öncülerinden, eleştirmen, denemeci. 1864'de Brasenose College'de öğretim üyesi oldu ve 1885'e kadar Oxford hocalığını sürdürdü. 1867'de Winckelmann üzerine yazdığı denemeyi, daha sonra Studies in the History of the Renaissance oluşturacak incelemeler izledi. Başlıca eserleri şunlardır: Marius the Epicurean (1885), Imaginary Portraits (1887), Appreciations (1889) Plato and Platonism (1893) Hayatta iken yayınladığı son eser, bir tür otobiyografi niteliğindeki The Child in the House‘dur (1894); Greek Studies (1895), Miscellaneous Studies (1895) Essays from the Guardian (1896) ve bitmemiş romansı Gaston de Latour (1896) ölümünden sonra yayımlanmıştır.
Onun kutsamalarının altında, aslında sanatın, sert bir taş, yumuşak bir balçık ve kulak tırmalayan metal teller üzerine oluşturduğu sıradan günlük konuşmalar yatmaktadır.
Platon, bir amaç gütmeden hikaye anlatmaz, hikayeleri faydalı olduğu için sever. Kendi hikayelerini uydurur ya da diğer insanların hikayelerini allayıp pullayarak onlardan daha güzel bir şekilde anlatır.
#oscarwilde’ın hayatını ve sanatını Pater kadar derinden etkileyeni enderdir.
Pater’in tartışmalı kitabı Rönesans için: “Benim altın kitabım,” diyen Wilde, #deprofundis eserinde “Hayatım üzerinde acayip etkisi olan kitap,” diye bahseder.
Kitabı ilk kez Oxford’da öğrenim gördüğü yıllarda okuyan Wilde sonrasında kendisiyle de tanışmış. #richardellmann ‘a göre(
Alfa Kitap Dört Dublinli’nin yazarı) kitabın büyük bir bölümünü ezbere biliyormuş.
Peki, ne anlatıyor bu kitap?
Yakın dönem insanlık tarihinin en büyük kırılmalarından birinin cereyan ettiği, ziyadesiyle kritik, bir o kadar da problemli bir dönem olan Rönesans tarihi ile ilgili incelemelerinden oluşuyor.
Ayrıca Pater'ın estetik bir yaşam görüşüne unutulmaz bir ifade kazandırdığı çarpıcı derecede orijinal ve etkili bir deneme koleksiyonudur.
Her denemesinde, belirli bir rönesans sanatçısını veya şairini eleştiriyor ve bir sanat eserini doğruluğuna veya sanatçının ahlaki duruşuna göre yargılamak yerine sanatın güzelliğini ve deneyimini kucaklamanın önemini vurguluyor.
Pater'ın modern ve tartışmalı sanat eleştirisi felsefesine okuru odaklayan Ahmet Aydoğan'ın “Pater'in Rönesans'ı” isimli takdim makalesi,
ve sonunda T. S. Eliot'ın "Pater ve Arnold" hakkındaki değerlendirmesi ile zenginleşen bu eser Pater'in tüm sanat eleştirmenlerinin, tüm sanat biçimlerinde ve dahi yaşam deneyimlerinde güzelliğin önemini tanıma arzusunu örneklemektedir.
Platon ve Platonculuk, Platoncu yorumun doğasını ve sınırlarını incelemeye dayalı olarak Platonun devinim - devinimsizlik ögretisi, diyalektik, zeit-geist ( zamanın ruhu), sofistler, idealar kuramı ve platon öncesi sonrası felsefeye bakıs ile ilgili genel bilgiler ve yazarın fikirlerini beyan eden makaleler.
Platon'unTemel diyalektik yöntemi: hodos, kinêsis, methodos ( yol, devinim, yöntem).
Platon da hocası Sokrates gibi çok az bildiğinin ya da hiçbir şey bilmediğinin farkında olan bilge bir insandı. Scribens est mortuus- elinde kalem hayata gözlerini yumdu.
Platonculuk, bir eğilim ya da eğilimler grubudur. Düsünme, hissetme ve konuşma gibi eğilimler.
Kitap felsefi makalelerden oluştuğu için dili ağır, felsefesever olarak kitabı zor bitirdim.
Felsefeyle uğraşan insanlar aslında ölmek ve ölü olmaktan baska bir şeyle ilgilenmemektedir.
Chalepa ta kala - Güzel şeyleri anlamak zordur.