Günler Aylar Yıllar, bir ihtiyar, kör bir köpek ve bir mısır fidesinin romanı. Balou Sıradağları'nda korkunç bir kuraklık baş göstermiştir. Bütün köy halkı evlerini bırakıp yaşayabilecekleri, hayatta kalabilcekleri bir yer aramaya giderken o, yani ihtiyar doğduğu topraklarda ölmeyi tercih ederek gitmemeyi, bir mısır fidesi için savaşmayı tercih etmiştir. Umudun romanı diyebiliriz, bu esere. Bir nevi "Yaşamak" romanını andırır. Çektikleri ortak acılardandır belki de. Ihtiyar ve kör köpek köyde kalan son mısır fidesi için ölesiye uğraşırlar. Açlık, susuzluk, yalnızlık, korku, sıcak ve daha birçok şeyle... İhtiyarın tek istediği köylüler geri döndüğünde ekecek mısır tohumunu bulabilmeleridir. Yedi cana derman olmuş yedi mısır tanesi. Işte sadece bu kadar ya da daha fazlası. Her şeye rağmen direnmenin, umudun, çabanın, ölümün eşiğinde bile gelecek nesillere umut olmanın romanı. Biraz da Çinlileri anlamanın romanı diyebiliriz. (Neden fare ve yarasa yediklerine dair.) "Haydi gidelim, dedi ihtiyar, ayın battığına inanmazsan yıldızların parladığını da göremezsin, şansımızı başka bir yerde arayalım."