... verilen özellikleri göğe ilişkin olmakla birlikte, bu tanrının net olarak ve öteden beri
bir yüce gök tanrısı olmadığına inanmak için nedenler vardır. Bay Ülgen daha çok bir
atmosfer (hava durumu) ve verimlilik doğurganlık tanrısı gibi görünüyor çünkü eşi ve çok sayıda çocuğu vardır; sürülerin çoğalması ve ürünlerin bol olması onun elindedir ....
Evrenin yaratılışı ve dünyanın sonu gibi konulardaki mitlerde başrolü hep Tengere
Kayra Han oynar; Bay Ülgen ise burada hiç yer almaz .... Bu olgu, bir atmosfer (ve tanrısal dinlerde verimlilik) tanrısının yavaş yavaş bir gök tanrısının yerini alması, dinler tarihinde oldukça sık rastlanan bir olgudur.
Azerbaycanlı Türk araştırmacı M. Seyidov'a göre, eski Türklere ait tangrı sözcüğünün kökü tan(g)'dır. Eski Türk yazıtlarında ve birçok çağdaş Türk lehçesinde tan, güneşin doğduğu yerdir. Bu nedenle tangrı sözcügü güneşle ilişkilidir ya da güneşi çağıran, doğmasını sağlayan anlamındadır.
Yere batası kafirler göğe " ... Tengri" derler. Yine bu adamlar büyük bir dağ, büyük bir
ağaç gibi gözlerine ulu görünen her şeye " ...Tengri" derler. Bu yüzden bu gibi şeylere
yükünürler (secde ederler). Yine bunlar bilgin kimseye " ... Tengrigen" derler. Bunların
sapıklıklarından Tanrı'ya sığınırız.
Bazılarına göre bir dini ifade eden bu terimin karşılık geldiği inanç sistemi, aslında İslamiyet, Hıristiyanlık, Budizm gibi tam anlamıyla teşekkül etmiş bir din değil Tanrılar, ruhlar ve insanlar arasında ilişki sağlayan bir sistem ve tekniktir.