Antakya'da bulunduğu dönem boyunca Mehmed Âkif hem Türk hem de Fransız istihbarat elemanları tarafindan yakından takip edilmiştir. Tekin'in ifadesine göre Türk yetkililer bu konuda özellikle gençleri kullanmıştır (Tekin, 2010; 31). Âkif, bu seyahati boyunca yeni kurulan Cumhuriyet ile alakalı olumsuz herhangi bir söz dahi sarf etmemiş olmasına rağmen bazı Emniyet Raporların'nda onun aleyhinde ifadeler yer almıştır. 15 Ancak bu ifadeler Türkiye Cumhuriyeti'nin Halep, Kudüs Konsolosları tarafından gönderilen bilgilerle uyuşmamaktadır.
Halep Konsolosu, Âkif'in Refik Halit'le görüştüğünü ve her zaman Türkiye ve Atatürk lehine sözler söylediğini belirtmiştir. Kudüs Konsolosu da benzer ifadeler kullanmış ve rejim aleyhinde herhangi bir faaliyette bulunmadığını bildirmiştir. Mehmet Tekin de Âkif'in Antakya'da rejim aleyhinde herhangi bir söz söylemediğini teyit etmiştir. İstihbarat yetkililerinin elde ettiği bilgiler gençler
tarafından kendilerine ulaştırılan bilgilerdir. Ancak bu gençler Âkif'in yürüyüşleri haricinde katıldığı davetlere iştirak edemediklerinden etraftan duydukları bilgi kırıntılarından hareket ederek yanlış bilgilendirmede bulunmuştur. Onların hilafet, Latin harfleri, Atatürk hakkında
Âkif'in ifade ettiğini söyledikleri sözler "Âkif'in değil" sohbete katılan diğer bazı eşhasındır (Tekin, 2010; 32).
"Vîrânelerin yascısu baykuşlara döndüm,
Gördüm ki hazânında şu cennet gibi yurdu,
Gül devrini görseydim onun bülbül olurdum,
Yâ Rab! Beni evvel getireydin ne olurdu?"
"Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyulayı da er geç silecektir,
Rahmetle anılmaktadır amma ebediyet,
Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir!"
Merhaba arkadaşlar, "Mehmed Akif Ersoy Okuma Etkinliği" (#73989455) sona ermiştir. Etkinliğe katılım gösteren tüm okurlara teşekkür ederim. İnşallah herkes için güzel bir deneyim olmuştur. Etkinlik sürecinde sizlerden gelen inceleme ve alıntıların toplu hali aşağıda paylaşılmıştır. Keyifli okumalar dilerim.